Geçtiğimiz hafta başında 17 bin dolar bandında işlem gören Bitcoin girdiği yükseliş trendiyle sadece altı günde 21 bin dolara kadar tırmanmayı başarmış durumda. Piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük kripto parası son 24 saatte yüzde 2 değer kazanarak şu sıralar 21 bin 109 dolardan işlem görüyor.

Çıkışını sürdüren Ethereum dünden beri yüzde 2,86’lık değer kazanarak 1,567 dolardan el değiştiriyor. Geçen yıl Eylül ayında blokzincir altyapısında köklü bir değişikliğe giden Ethereum, proof-of-work konsensusundan proof-of-stake’e geçiş yapmış, madenciliği ortadan kaldırarak çok daha çevreci bir yapıya bürünmüştü.

Piyasadaki bahar havası diğer büyük kripto paralarda da etkisini gösteriyor. Binance Coin (BNB) yüzde 2,48’lik, XRP yüzde 1,99’luk, Cardano (ADA) yüzde 3,85’lik, Dogecoin (DOGE) yüzde 3,23’lük, Stellar (XLM) yüzde 3,03’lük, Polygon (MATIC) yüzde 5,3’lük ve Solana (SOL) ise yüzde 9,29’luk yükseliş kaydetmiş durumda.

2022’nin çok büyük bir bölümünü ayı piyasasında geçiren kripto dünyasının yeni yılda dikkat çekici bir momentum yakaladığına kuşku yok. Ancak piyasanın sürdürdüğü yukarı yönlü hareketlilik kripto kışının bittiği anlamına mı geliyor? Ya da söz konusu ralliyi ayı piyasası kapsamında mı değerlendirmek gerekiyor? CoinDesk’e konuşan Kanadalı dijital varlık yönetim şirketi 3iQ’nün araştırma müdürü Mark Connors konuya temkinli yaklaşıyor: “Dijital varlıkların sürdürdüğü ralliyi piyasa tepkisi olarak görüyor ancak bunun bir ayı piyasası rallisi olduğunu düşünmüyorum.”

“Resesyon riskinin canlı kalması kârlılık açısından bir soru işareti”

Makroekonomik tarafta ise ABD enflasyon verileri sonrasında oluşan iyimser hava etkisini azalarak da sürdürüyor. Varlık yönetim şirketi Ünlü & Co. tarafından yapılan piyasa analizinde “ABD’de dördüncü çeyrek bilançoları ise Cuma günü bankacılık sektörü öncülüğünde başlarken net kâr tarafında genel hatlarıyla piyasa beklentisinden iyi rakamlar gördük. Ancak gelecek dönemlerde muhtemelen bu kadar güçlü performanslar göremeyeceğiz. Özellikle faiz artırımlarının ekonomi üzerindeki etkilerinin gecikmeli olacağını düşünürsek resesyon riskinin canlı kalması kârlılık açısından soru işaretleri yaratıyor” ifadeleri yer alıyor.