Kriptonun Oyun Sektörüne Etkisi

Web3 oyun dünyasını farklı konumların perspektifleriyle tecrübe etme şansım oldu.

Finans ve geleneksel oyun sektörlerinde geçen yıllar bilgiyi tecrübeyle pekiştirmeme yaradı. Böylece bu yeni evrenin kapıları aralandı. Oynadığımız, Runescape, World of Warcraft, Diablo ve DOTA gibi oyunların  bugün Web3 oyunları olarak adlandırdığımız yeni döneme ilk adımları atmak için bize ilham olduğunu da atlamamalıyız. 

Bu oyunlar, WoW’daki oyun içi para birimi için oluşan gri piyasalardan, Runescape ve DOTA 2'deki oyun item’ları ve Diablo 3'deki kısa ömürlü açık artırmalara kadar bugünkü Web3 oyun anlayışının da temellerini atmıştır.

Blok zinciri ve oyun dünyasına olan tutkum, bu teknolojilerin oyun endüstrisinde nasıl devrimsel değişiklikler yaratabileceğine dair ipuçları toplamamı sağladı. 

Bir web2 native web3 oyun şirketi olan Curator Studios'un ortak kurucusu olmak benim için, geleneksel oyun deneyimimin yanı sıra, Web3 oyunlar, DeFi ve NFT projelerine inanarak yaptığım yatırımlarla, oyun dünyasında ihtiyaç duyulan dönüşüme öncülük etme misyonu demek. 

Bu sadece teknolojik bir geçiş değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik bir evrimi de temsil ettiği için toplumsal bir sorumluluk.

Şöyle ki; bu yeni evrenin sadece oyun oynamanın yeni yollarını değil, aynı zamanda oyuncuların ve geliştiricilerin etkileşimini, sahip olma anlayışını ve ekonomik modelini köklü bir şekilde değiştirebilecek potansiyele sahip olduğunu çok uzun zamandır hissediyorum.

Ticaret kavramı oyun sektöründe alanda hep vardı: Son 15 yıl boyunca, oyuncular hesaplarını ticari olarak önemseyip, gri piyasada altın madenciliği yaparak, oyun ekonomilerinin dış sınırlarında gezindiler.  

Geleneksel oyuncular, sahip olma kavramına yabancı değiller; ancak, aşırı ticarileşme ve finansallaşmaya, yani dijital kapitalizme karşı bir temkinlilik içindeler. Çünkü oyunların Wall Street kafasında bir mantığın pençesine düşmesini istemiyorlar ve bu konudaki endişelerinde tamamen haklılar. 

Diğer yandan, oyun endüstrisi genel olarak değişim rüzgarları karşısında her zaman muhafazakar bir duruş sergileyerek, yeniliğin öncüsü olma konusunda tereddütlü bir tavır takınmıştır. 

Mobil ve oynaması ücretsiz oyunların ilk zamanlardaki olumsuz karşılanışı, bu tereddüdün somut bir göstergesidir. 

iPhone’nun 2007 yılında piyasaya sürülmesinden tam 5 yıl sonra, 2013 Angry Birds’ün kazandığı başarı ile birlikte, büyük oyun şirketleri mobil oyun piyasasına girebildiler. Web3 oyunlarının öncülerinden Axie Infinity'nin piyasaya sürülmesi ve bazı mekanizmaların işlevselliğini kanıtlaması,  geleneksel oyun dünyasından yeteneklerden destekleyince, Web3 oyunlarının sınırları sorgulanmaya   başladı. 

Blok zinciri teknolojisinin sunduğu avantajlar, yeterince belirgin hale geldiğinde, geleneksel oyun dünyasından katılım katlanarak artacaktır.

Bu görüş dahilinde, DeFi / web3 oyunları alanında yenilik yapabilmek için, geleneksel finans ve geleneksel oyun kurallarının ve prensiplerin uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Gözlemlediklerim, finans ve geleneksel oyun dünyasına sağlam bir anlayışa sahip olanların, bu yenilikleri çalışır hale getirip ölçeklendirecek kişiler olacağına işaret ediyor…

Bu yazıdaki amacım, web3 oyunları hakkında sıkça yapılan soyut ve genel tartışmaların ötesine geçip, kripto paranın oyun geliştiricileri ve oyuncular için nasıl gerçek anlamda değer yaratabileceğini detaylı bir şekilde ortaya koymaktır.

1. Nötr Altyapı: Açık kaynak araçları kullanarak oyun içi işlemler ve varlık yönetimi için, stüdyolar geleneksel kurumsal hizmetlerin dışına çıkabilir, maliyetleri azaltabilir ve anonim katkıda bulunanlar dahil olmak üzere daha geniş bir geliştirici topluluğu ile etkileşime girebilir. Bu yaklaşım aynı zamanda, özellikle oyun içi varlıklar için, şeffaflığı ve güvenliği artırır.

2. Dinamik Oyuncu Odaklı Ekonomi: Sürekli içerik oluşturma üzerinden doğrudan gelir elde etme odaklı yaklaşımdan, dinamik bir oyuncu odaklı ekonomi geliştirmeye geçiş. Oyun varlıklarının NFT’lerine ikinci el satış telif haklarını dahil etmek, sadece yeni bir gelir akışı yaratmakla kalmaz, aynı zamanda oyunculara oyun ekonomisinde bir pay sağlayarak onları güçlendirir.

3. Sahip Olma Gücü: Oyuncular arasında sahiplik duygusu geliştirmek, hisse psikolojik etkisine benzer bir şekilde, oyunun başarısına daha derin bir bağlılık yaratır. Oyuncular ve geliştiriciler arasında çıkarların bu uyumu, topluluk etkileşimini ve sadakatini teşvik edebilir.

3.1 Kısmi-Sermaye: Özellikle blockchain bağlamlarında oyunlarda kısmi-sermaye, borç ve sermaye unsurlarının bir karışımını içeren finansal düzenlemelere atıfta bulunur. Token tabanlı teşvikler, gelir paylaşım modelleri veya oyunculara veya yatırımcılara temettü veya karar alma hakları gibi avantajlar sunan kazanılmış oyun içi varlıklar ile örneklendirilir.

Ancak, geleneksel sermayeden farklı olarak, kısmi-sermaye, oyun şirketinde gerçek bir sahiplik veya pay sunmaz. Oyun veya platformun başarısıyla oyuncuların ve yatırımcıların çıkarlarını teşvik etmek ve uyumlu hale getirmek için benzersiz bir yaklaşımdır.

Kripto, oyuncularla gelir paylaşımı olasılığını mümkün kılar, bu fikir yasal ve uyum sorunları nedeniyle uygulamak zor olmuştur. Bu kavram, hala gri bir alanda olsa da, oyuncu tazminatı ve katılımı için yeni biçimlerin kapısını açar.

4. Bileşenlik: Bu ilke, oyunlardaki dijital varlıkların fiziksel nesnelere benzer özellikler taşımasına olanak tanır, örneğin rehin verilmesi, ödünç alınması veya teminat olarak kullanılması gibi. Bu, dijital ve fiziksel alemler arasındaki bağlantıyı derinleştirir ve dijital varlık kullanımı için olanakları genişletir.

5. Oyuncu Harcama Davranışı: Ticarete konu olabilen NFT’lerin tanıtılmasıyla, oyuncular harcamalarının potansiyel olarak geri kazanabileceğini veya hatta kar getirebileceğini bilerek oyunlara daha fazla yatırım yapma eğiliminde olabilirler. Bu perspektif değişikliği, oyuncu harcamalarını ve katılımını önemli ölçüde artırabilir.

6. Yenilikçi Finansman ve Uyum: Kripto, NFT satışları ve token teklifleri dahil olmak üzere oyun finansmanı için yeni yollar sunar. Bu, sadece finansman kaynaklarını çeşitlendirmek kalmaz, aynı zamanda destekçilerin çıkarlarını geleneksel risk sermayesi yatırımlarına benzer şekilde oyunun başarısı ile uyumlu hale getirir.

7. Evrensel Login: Public-key cryptography kullanılarak evrensel, merkezi olmayan bir giriş sistemi potansiyeli, platformlar arası kullanıcı kimlik doğrulamasını basitleştirirken güvenlik ve gizliliği koruma konusunda önemli bir fırsat sunar.

7.1 Evrensel Kimlik: Kavram, giriş bilgilerinin ötesine geçerek oyuncu geçmişi ve tercihlerini içerir, kişiselleştirilmiş oyun deneyimleri ve çapraz oyun promosyonlarına olanak tanır.

8. Ek Düşünceler: Oyun ekosistemlerinin ekonomik analizi, eşsiz öğe tarihçeleri ve yaratıcı tazminatı için yeni yollar gibi konular keşfedilir. Bu özelliklerin oyun deneyimini ve endüstri ekonomisini geliştirme potansiyeli değerlendirilir.

Oyunlara gerçek dünya finansal unsurları entegre etmenin zorluklarını kabul etmemiz gerekiyor. Kriptonun faydalarından yararlanırken oyun içi dengeyi koruyacak yaklaşımlar gereklidir. Bu gelişen paradigma karşısında açık fikirli bir yaklaşımın hayatiliğinin ve oyun endüstrisini önemli ölçüde değiştirme potansiyeline sahip olduğunun farkında olmalıyız. 

1940'lardan bu yana bilgisayarın icadı ile her 10–15 yılda bir büyük bir bilişim döngüsü yaşandı; 80'ler PC’ler, 90'larda internet ve 2000’lerde mobil bu döngüler arasında yer aldı. Chris Dixon’ın dediği gibi "Geliştiriciler ve kullanıcılar tarafından sahiplenilen, token’larla orkestrasyonu sağlanan internet" olarak adlandırdığımız Web3 bir sonraki büyük bilişim döngüsünü temsil edecek.