Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

Teknoloji

Öğren

Politika

DeFi

TV&Video

Podcast

Etkinlikler

Sponsorlu İçerik

Consensus Magazine

E-Bülten

Yazarlar

Web 3.0 ve Sahiplik

Sanal platformları daha fazla deneyimledikçe dijital varlıklara sahip olma arzumuz da aynı hızda artacak.

15 Ağustos 2022 11:53

Güncellenme: 15 Ağustos 2022 13:53

Dr. Cüneyt Devrim

Havas Istanbul- CEO Ortaklarıyla birlikte 1999’da Türkiye’nin ilk dijital ajanslarından biri olan Project House’u kurarak reklmacılığa başladı. 2011 yılında Havas Group ile ortaklık kuruldu ve 2017 yılında da ajans Havas Group’a satıldı. Ajans, 2011 ve 2012 yıllarında grup içerisinde Avrupa’da yılın ajansı seçildi. Devrim, 2018 yılında Project House ve Havas Istanbul’un birleşmesine liderlik etti ve Havas Istanbul’un CEO’luğunu üstlendi. Yıllar içinde Havas Istanbul, ulusal ve global onlarca ödüle layık görüldü. Devrim, kariyeri içinde Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD) ve Interactive Advertising Bureau Türkiye’nin (IAB TR) kurucuları arasında yer aldı. IAB TR’nin yönetim kurulu görevini, Reklamcılar Derneği’nin, Reklam Öz Denetim Kurulu’nun (RÖK) ve Dijital Pazarlama İletişim Platformu’nun (DPIP) yönetim kurulu üyelik görevlerini devam ettirmektedir. Uzun dönem İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünde ders vermiş olup, yakın zamanda İstanbul Bilgi Üniversitesinde İletişim Doktora’sını tamamlamıştır

Twitter'da Takip Et:

@cuneytdevrim

Son dönemin en popüler konularından Web 3.0 ve etrafında dönen NFT’ler ve Metaverse vb. gibi birçok konunun hızlı yükselişini anlamlandırmaya çalışırken, temelde çok önemli bir kavramın gerçek değerini hafif ıskaladığımızı düşünüyorum. Daha doğrusu yarattığı etkinin gücünü anlamadığımızda, arkasından gelen ve gelecek dalgaları da yeterince iyi kavramak mümkün olmuyor. Bahsettiğim teknolojiyle veya yeni bir icatla ilgili değil, tüketimin içerisinde asırlardır olan çok temel bir kavram: “Sahiplik.”


Web 1.0 bizim sanal dünyaya erişmemizi sağladı ve dünya üzerine dağılmış milyonlarca birbirine bağlı bilgisayar üzerindeki bilgilere, içeriklere eriştik. Web 2.0 sayesinde bu sanal dünyaya katkıda bulunabileceğimizi fark ettik ve fotoğraflarımız, videolarımız, yemek tariflerimiz, danslarımızla içerik evrenini hem okuduğumuz hem yazdığımız, paylaşımlı bir sisteme çevirdik. Ama Web 3.0 bize sanal ve gerçek dünyanın birbirine geçiştiği bir alan sunuyor. Var olan teknolojik altyapı bize sadece deneyimlemek ve katkıda bulunmanın ötesinde müthiş bir tüketici kavramı olan sahipliğin kapısını sonuna kadar açıyor. Web 3.0 ile deneyimlediğimiz, zaman geçirdiğimiz platformlarda artık dijital varlıklara sahip olabiliyoruz. Tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi sadece bize ait, kendimize yakıştırdığımız, bizi tanımlayan, sosyoekonomik seviyemiz, zevklerimiz hatta dünya görüşümüzü yansıtan ürünleri hayatımıza katabiliyoruz.


Peki sahiplik kavramı tek başına neden bu kadar önemli? Web 3.0 ve etrafında konuştuğumuz birçok yeni kavramın bu kadar hızlı büyümesini nasıl ateşliyor? Şunu unutmayalım: Biz tüketiciler süpersonik hızda bir hayat yaşasak da taş devri bir işletim sistemi kullanıyoruz. Tüketimin en temel kavramlarından biri “sahiplik üzerinden kurulan iletişim.” Hepimiz kendimizle ilgili dış dünyayla kurduğumuz iletişimi, sahip olduklarımız aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Bunun lüks tüketim tarafında çok uç noktaları olsa da, her sosyoekonomik seviyede tüketicilerin kendini ifade eden, kimliklerini en doğru yansıtan ürünleri kullanma eğiliminde olduğunu ve bunu sürekli paylaştığını görüyoruz.


Tüketim toplumunun başlangıcından beri hayatımızda olan bu kavramı ilk ortaya atanlardan biri Amerikalı ekonomist Thorstein Veblen. “Veblen Ürünleri” (Veblen Goods) gibi kavramların da gelişmesine yol açan “Gösteriş Amaçlı Tüketim” (Conspicuous Consumption) teorisi, tüketim kadar eski bir tarihe yani 1899’a dayanıyor. Teorinin adı çok niş ve özel bir grubu tanımlıyor gibi gözükse de, 20. yüzyıl sonrası markaların gelişimleriyle neredeyse tüm toplumu etkileyen bir teori. Veblen teorisinin temeli tüketicilerin bazı ürünleri sadece kullanım amacıyla değil kendi sosyal statülerini en iyi şekilde dışarıya yansıtabilmek için tükettiğini savunuyordu. 20. yüzyılda gelişen tüketimcilik (consumerism) kavramlarının temelini oluşturan kuramların ilk tohumlarını Veblen atmış oldu.   Peki aradan yüzyıldan fazla süre geçtikten sonra bu kavramların Web 3.0 ile ne alakası var diyebilirsiniz. Daha önce yazdığım gibi, tüketici olarak bizler çok eski bir işletim sistemi kullanıyoruz ve günümüzdeki teknolojik jet hızındaki gelişmeleri yorumlarken de bu gerçeği asla göz ardı etmemek gerek. Tüketim toplumu son 50-60 yıldır bu etkiyle şekillenirken, markalar ve markaların bize ifade ettiklerinin ne şekilde geliştiğini gördük. İsviçre’de dünyanın en iyi mühendisliği ile üretilmiş olsa da Rolex için ödediğiniz bedel ile kullandığınız telefonunuz sorunsuz çalışırken son çıkan iPhone’u alma isteğinin altında Veblen’in altını çizdiği etkileri hissetmemek mümkün değil.


Tüketim bu halde dolu dizgin giderken hayatımıza Web 2.0 girdi. Sosyal medya bizim paylaşım alanlarımızı artırdığı gibi iletişim kurabildiğimiz insan sayısını da katladı. Görsel olarak kurabildiğimiz bu iletişim sayesinde yeni aldığımız bir elbiseyi, saat koleksiyonumuzu, sahilde içtiğimiz kokteyli, yani sahip olduklarımızın (maddi veya deneyim) çok hızlı ve etkili bir şekilde iletişimini kurabildik. Yorumları ve beğenileri alırken de sahip olduklarımız üzerinden iletişim konusunda gittikçe uzmanlaşmaya başladık. Yanlış anlaşılmasın; bu, doğal bir evrimin parçası. Bu satırları sosyolojik bir eleştiri olarak yazmıyorum, sadece gerçekçi bir pazarlamacı şapkasıyla durumun resmini çekmeye çalışıyorum.


Şimdi bu teoriyi saatlerimizi harcadığımız sanal evrende sahip olabileceğimiz, dijital varlıklar ve deneyimler üzerinden düşünelim.


Bizi ifade eden, parçası olduğumuz topluluğu tanımlayan NFT’ye sahip olmak; Decentraland’de Nike’ın RTFKT ile çıkardığı son ayakkabıyı giyerek dolaşmak; Snoopy Dogg’un komşusu olacağınız arsayı almak; uzaktan bağlandığınız iş uygulamalarında girdiğiniz toplantılarda üzerinizde bir tasarımcıya ait özel bir ürünü giymek... Bütün bunlar sahip olduklarımızla veya olabileceklerimizle ilgili. Tüketimi de büyük ölçüde bu belirlemiyor mu? Sahip olduklarımız ve bunların orijinalliği çok kritik. Dijital teknolojiler bize bunu gerçek hayattan daha emin bir şekilde sağlıyor. Gerçek bir Louis Vuitton’u taklitlerinden ayırmak için rehberler yayımlanırken, herhangi bir NFT’nin orijinalliği zaten platformlar tarafından anında kontrol ediliyor. Sadece tasarım ürünleri veya pahalı bir NFT olmak zorunda değil; sizi ve tarzınızı yansıtan lokal bir üreticinin dijital ürünleri de olabilir.


Hayatımızı sanal platformlarda daha fazla geçirmeyi sürdürdükçe ve sadece zamanımızı değil, deneyimlerimizi de buraya taşıdıkça, dijital varlıklara sahip olmak için arzularımız da aynı hızda artacak. Aldıklarının sanal ama statüsünün fiziksel hissettirdiği bir yere doğru gidiyoruz. Bir açıdan bakarsak aslında o deneyim de yok, o otele gitmedin, o partide değildin, o kokteyli içmedin, ayağında da o Louboutin yok (olmaması daha iyi çünkü duyduğuma göre çok rahatsızlar). Ama iyi hissediyorsun ve havalısın. Peki bu durumda gerçekten yok sayılabilirler mi? Biz aldıklarımızın bir kısmını Veblen’in de tanımladığı haliyle bize hissettirdikleri ve yaşattıkları için alıyorsak, bu sanal deneyimler bize bunu sağladığı sürece ellerimizle dokunmasak bile oldukça gerçek değiller mi?


Tam da bu nedenlerle, önümüzdeki 5-10 sene içinde farklı büyüklük, değer veya kullanım amacıyla dijital varlıklara harcanacak rakamın tahmin edemeyeceğimiz bir süratle katlanarak büyüdüğünü göreceğiz. Hayatımız buraya evrildikçe yazdığım sebeplerden bunun ne kadar doğal ve hızlı bir dönüşüm olduğunun da farkına varacağız. O nedenle Web3.0 alanındaki projeleri, NFT, metaverse veya ilintili işleri değerlendirirken bu gözlüğü takarak son kullanıcıya katacağı değeri bu açıdan incelemeniz son derece verimli bir zihin egzersizi olacaktır.



Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun

E-Bültenimize abone olarak onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.


YASAL UYARI

Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

Havas Istanbul- CEO Ortaklarıyla birlikte 1999’da Türkiye’nin ilk dijital ajanslarından biri olan Project House’u kurarak reklmacılığa başladı. 2011 yılında Havas Group ile ortaklık kuruldu ve 2017 yılında da ajans Havas Group’a satıldı. Ajans, 2011 ve 2012 yıllarında grup içerisinde Avrupa’da yılın ajansı seçildi. Devrim, 2018 yılında Project House ve Havas Istanbul’un birleşmesine liderlik etti ve Havas Istanbul’un CEO’luğunu üstlendi. Yıllar içinde Havas Istanbul, ulusal ve global onlarca ödüle layık görüldü. Devrim, kariyeri içinde Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD) ve Interactive Advertising Bureau Türkiye’nin (IAB TR) kurucuları arasında yer aldı. IAB TR’nin yönetim kurulu görevini, Reklamcılar Derneği’nin, Reklam Öz Denetim Kurulu’nun (RÖK) ve Dijital Pazarlama İletişim Platformu’nun (DPIP) yönetim kurulu üyelik görevlerini devam ettirmektedir. Uzun dönem İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünde ders vermiş olup, yakın zamanda İstanbul Bilgi Üniversitesinde İletişim Doktora’sını tamamlamıştır

Twitter'da Takip Et:

@cuneytdevrim

Havas Istanbul- CEO Ortaklarıyla birlikte 1999’da Türkiye’nin ilk dijital ajanslarından biri olan Project House’u kurarak reklmacılığa başladı. 2011 yılında Havas Group ile ortaklık kuruldu ve 2017 yılında da ajans Havas Group’a satıldı. Ajans, 2011 ve 2012 yıllarında grup içerisinde Avrupa’da yılın ajansı seçildi. Devrim, 2018 yılında Project House ve Havas Istanbul’un birleşmesine liderlik etti ve Havas Istanbul’un CEO’luğunu üstlendi. Yıllar içinde Havas Istanbul, ulusal ve global onlarca ödüle layık görüldü. Devrim, kariyeri içinde Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD) ve Interactive Advertising Bureau Türkiye’nin (IAB TR) kurucuları arasında yer aldı. IAB TR’nin yönetim kurulu görevini, Reklamcılar Derneği’nin, Reklam Öz Denetim Kurulu’nun (RÖK) ve Dijital Pazarlama İletişim Platformu’nun (DPIP) yönetim kurulu üyelik görevlerini devam ettirmektedir. Uzun dönem İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünde ders vermiş olup, yakın zamanda İstanbul Bilgi Üniversitesinde İletişim Doktora’sını tamamlamıştır

Twitter'da Takip Et:

@cuneytdevrim

Fiyatları İncele

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Trend Haberler

1
Güne Bakış: Tokenize Edilmiş Hazine Bonoları 1 Milyar Dolar Sınırını Aştı

28 Mart 2024 17:26

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Kategoriler

Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

E-Bülten

Politika

Teknoloji

Kripto Paralar

Hakkında

Hakkında

Kişisel Verileri Koruma Kanunu

Künye

Çerez Politikası

Reklam Verin

KVKK Başvuru Formu

İletişim

Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası


Yasal Uyarı: Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

@2022 CoinDesk