Bir puro dükkânı korkuttu bir gül gibi çölü. Akşam dünlere batıyordu, insanlar hayali bir geçmişi paylaştı. Tek şey eksikti: Karşı kaldırı. 

Kirli Yüzlü Melekler, Jonathan Wilson

Futbolu Yasaklama Kurumu

Gökyüzü, çelik ve neonun dans ettiği bir dünya. Futbol, insanların ter kokan bedenlerle çimler üzerinde koştukları eski günlerini özlemle anarken, şimdi yasaklı bir zevk olmuştu. İnsanların yerini artık titrek yapay zekalı robotlar almıştı ve futbol, onların yüksek hızlı algoritmalarının ve mükemmel koordinasyonlarının sergilendiği bir arena haline gelmişti.

Kripto varlıkların kolayca transfer edildiği bu dünyada, bahis ve kara para aklama işlemleri dijital paralar üzerinden gerçekleştiriliyordu. Yeni düzende, futbol, bu kirli işlerin en uygun ortamı haline gelmişti. Gerçek futbol maçları sadece yeraltı arenasında, izlenebilecek bir gösteriye dönüşmüştü. Kripto borsalarında gerçekleştirilen işlemler, bir yandan para aklamak bir diğer yandan da futbol maçlarının sonuçlarını etkilemek adına kullanılıyordu. Sözde robot kodlama ücretleri, aslında Futbolu Yasaklama Kurumu'nun en bilinen kaynak aklama alanını oluşturuyordu. Bu paralar, yeraltı futbol ligine yatırılıyor ve insanlar arasında düzenlenen gizli turnuvaların finansmanını sağlıyordu.

Mooncoin

Bahis sektörünün gizemli kraliçesi, Mooncoin adlı bir kripto para birimiydi. Mooncoin, adeta ay ışığında dans edercesine, işlem hızı ve anonimlik avantajlarıyla bahis dünyasında zirveye tırmanmıştı. Bahis tutkunları, paralarını Mooncoin'e çevirerek, adeta ayın büyüsü altında oyunlarını oynuyorlardı. Kumar masasının üzerinde, holografik bir ekran belirdi. Mooncoin simgesi parladı ve gökyüzünden bir ay düşercesine ekranı kapladı. İnsanlar, bu gizemli ay simgesine dokunarak, kripto varlıklarıyla bahis yapmaya başladılar. Aylarca süren karmaşık matematik algoritmaları, oyunların adil ve şeffaf olmasını sağlıyordu.

• İlginizi çekebilir: Reddit Kripto Topluluğu, Insider Trading’le Suçlanan Moderatörleri Çıkardı

Bir bahisçi, cebinden çıkardığı bir QR koduyla bahis masasına yaklaştı. Cüzdanından çıkardığı Mooncoin'leri, masanın üstündeki sensörlere gönderdi. Anında, bahis masası, kripto varlıkları kabul etti ve oyun başladı. Diğer oyuncular, blok zincir ağında güvenle kaydedilen bu oyunun keyfini çıkarttı. Akıllı kontratlar, oyun sonuçlarını otomatik olarak kaydediyor ve herkesin görebileceği şeffaf bir şekilde sunuyordu. Dolandırıcılık ve hileye karşı güçlü bir kalkan oluşturan bu teknoloji, bahis dünyasına yeni bir çağın kapılarını aralıyordu.

Dolandırıcıların dünyasında en önemli kural dolandırıcıların birbirlerini dolandırmamasıydı…

Albiceleste

Kirli Yüzlü Melekler, bu karanlık dünyada bir manifestoya dönüşmüştü. Bu kitap, yeraltı futbol ligine dair sırları ve entrikaları gün yüzüne çıkararak, futbolun ne kadar tehlikeli bir oyun haline geldiğini ortaya koymuştu. Yeraltı ligi, banliyölerdeki bakımsız ve yıkık dökük halı sahalarda gerçekleşiyordu. Statlar, geçmişin ihtişamlı stadyumlarından uzak, beton duvarlar ve paslı tellerle çevrili, loş aydınlatmalı alanlardı. Tribünler ise insanların soğuk bakışları ve resmi liglerin sıkıcı maçlarına için yazılmış makinelere özgü tezahüratlarıyla dolup taşıyordu.

En bilinen teknik direktör, bu yeraltı dünyasının kurnaz stratejisti Pep'ti. Onun liderliğindeki takımlar, artık bir masal gibi anlatılan Maradona, Ronaldo, Ronaldinho, Zidane gibi dans eden birer sanat eseriydi. En iyi iki takım, Lionel ve CR7, bu köhnemiş arenada futbolun son kaleleri haline gelmişlerdi. 

Yeraltı futbol ligi, yasaklı ve tehlikeli olmasına rağmen, insanların özgürlük ve tutku arayışlarına bir cevap olmuştu. Gizlice düzenlenen turnuvalar, insanların bu karanlık dünyada hala hayal kurma ve rekabet etme özgürlüğüne sahip olduklarını gösteriyordu.