Yazarlar
Bodrum-Muğla'da doğup büyüdü, Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü mezunu. Yaklaşık 7 yıldır kripto paralarla ilgileniyor. Yazılı ve videolu içerik üretimine ek olarak danışmanlık hizmeti veriyor.
Twitter'da Takip Et: @AybeyBerkay
Ardı ardına açılan davalar, ABD’de işlerin kızıştığını gösteriyor. Ancak bu seferki kripto-regülatörler kavgası farklı bir boyuta evrildi. Trump’ın kriptoya açık destek vermesiyle birlikte ana siyasi konulardan birine dönüşen kripto sektörü de Trump’a karşılık vererek açıktan desteklerini belirtmeye başladılar.
Buradaki politik atmosfer, zaten birkaç yıldır süren SEC bağlantılı davalara yenilerinin eklenmesine sebep oldu. Consensys’un SEC’e açtığı dava sonrasında onaylanan Ethereum ETF’ler, Ethereum’un konumunu emtia pozisyonuna yaklaştırırken, SEC yine de konuyla ilgili kesin bir açıklama yapmadı. İş kesinlik kazanmayınca Consensys’un MetaMask üzerinden sunmaya başladığı staking servisi, SEC’in yeni dava konusu oldu. Hem MetaMask izinsiz broker olarak dava edildi, hem de MetaMask’ın kullandığı Lido ve Rocketpool altyapılarının stake karşılığı verdiği tokenler de yatırım kontratı olarak tanımlandı. Kısacası SEC de agresif bir karşılık verdi.
SEC’in açtığı davanın üzerinden kısa bir süre sonra, Coinbase bu sefer hem SEC’i hem FDIC’yi dava etti. Anayasa kapsamında halkın regülatörlerden bilgi alma hakkının olduğunu, buna rağmen SEC’in 2 yıldır Ethereum’un emtia olup olmadığıyla ilgili cevap vermediğini belirterek mahkemeden destek istedi. FDIC’nin de bankaların kripto servislerini genişletmeyip durdurmasına yönelik gönderdiği yazılar olduğu, bu nedenle yazışmaların talep edildiği söylendi. FDIC’nin elinde kriptonun risk taşıdığıyla ilgili yeterli bir rapor olmamasına karşın yasadışı şekilde sektörün engellendiği söyleniyor.
Tüm bu olaylar tek tek değerlendirildiğinde, geçtiğimiz yıllardaki süreçlerden çok da farklı gözükmüyor. Genele baktığımızdaysa politik sürecin işleri ne kadar agresifleştirdiğini ve hızlandırdığını görüyoruz.
Trump ve Biden rekabetinde, genellikle tarafların farklı görüşleri paylaştığını görürüz. Biri sağ ise diğeri sol, biri armut derse diğeri elma şeklinde iki kutuplu bir sürece alışkınız. Kripto kısmındaysa durum böyle değil. Hepimizin bildiği gibi başkan adaylarının profesyonel ekipleri ve kısıtlı zamanları var. Dolayısıyla oy getirmeyecek bir konuda 1 saniyelerini bile harcamayacakları oldukça aşikâr. Trump’ın kriptoyu ana politik malzemelerden biri haline getirmesi, kriptonun ne kadar ciddi bir talep gördüğünü gösteriyor. Boğa döneminin seçimlere denk gelmesi de bunda etken oldu.
Biden ise zaten FTX ile birlikte hem isteyerek hem de mecburiyetten kripto karşıtı bir pozisyondaydı. Trump’ın açılımı sonrasında bu pozisyonunu korumak yerine kripto sektörüne yakınlaşmayı tercih etti. Özel sektörden isimlerle problemlerin nasıl çözülebileceğiyle ilgili toplantılar yapmasının yanında, Bitcoin ile bağış toplama gibi yöntemleri de benimseyeceği söyleniyor. Dolayısıyla kriptonun karşısında olmanın şu anda net kaybettiren bir politika olduğunu görüyoruz. Siyasilerin hamleleri bu kadar açık iken sektörün regülatörlere dava açması için neden acele ettiklerini de anlamak oldukça kolay oluyor.
Halving sonrasında madenci gelirlerinin düşük seviyelerde kalması, sektör için negatif görülürken kriz beklentilerinin de yayılmasına sebep oluyor. Halbuki durum tam tersi. Fiyatın yükselmesi asıl şu an büyük madencilerin istediği birşey değil. Her halving sonrasında düşen gelirler, madencilerin uzun vadeli planlama yapabilmesine olanak sağlıyor. Dolayısıyla büyük oyuncuların zaten plan-program ve likiditeleri buna hazır.
Düşük gelirler küçük madencileri ciddi biçimde etkiliyor ki zaten asıl amaç da büyük balığın küçüğü yutması. Bitfarms, Riot’un satın alma teklifini kabul etmeyince Riot açıktan hisseleri satın alarak Bitfarms’ın yöneticilerinin değişmesi için yönetim kurulunu toplanmaya çağırdı. Mevcut yöneticiler değişince Riot şirketi tam anlamıyla yönetmeye başlayacak.
Cleanspark da GRIID şirketini satın alarak bünyesine kattı. Bu satın alımlar, gelirler düşük kaldıkça artmaya devam edecek. Tether gibi büyük oyuncular, doğrudan satın alım yapmasalar da nakit sıkıntısı çeken şirketlere ortak olarak küçük balıkları yiyorlar. Sonuç olarak, düşük gelirler herkes için problem değil. Piyasa kendi olağan akışında seyrediyor.
Madenciler dışında Bitcoin üzerindeki satış baskısının en önemli kaynaklarından biri Mt. Gox’un neredeyse 10 yıldır beklenen geri ödemelerinin Temmuz’da başlayacak olması oldu. Toplamda 2.9 milyar dolar değerinde BTC ve BCH mağdurlara dağıtılacak. Bir kısmının satılması bile önemli bir satış baskısı oluşturacağı için henüz dağıtım başlamadan satışlar gelmeye başladı bile. Almanya ve ABD hükümetlerinin de bu satış baskısına destek olmaları tedirginliği ekstra arttırdı denebilir. Almanya, 3600 civarı Bitcoin satarken, ABD de 241 milyon dolarlık Bitcoin’i Coinbase’ye transfer etti.
İki stabilpara, piyasadaki dinamiklerden farklı yollar izleyerek dikkat çekiyor. Bunlardan birincisi yeni piyasaya sürülen Alloy Tether veya aUSDT. Tether’in halihazırda dolar teminatlı stabilparası USDT ve altın teminatlı stabilparası XAUT adlı iki tokeni vardı.
aUSDT ise XAUT teminatı ile basılan dolara endeksli bir stabilpara. Yani USDT basmak için dolar teminat etmek gerekirken aUSDT basmak için altın teminat vermek gerekiyor. İki stabilpara da dolara endeksli olmasına karşın, teminat açısından farklı olmaları ciddi bir kırılım yaratıyor.
Bu tür tokenizasyon süreçlerinde genel amaç genelde yatırımlarınızı bozmak zorunda kalmadan nakit ihtiyaçlarınızı gidermenizdir. Burada da benzer şekilde altınlarınızı bozmadan dolar ihtiyacınızı giderebiliyorsunuz.
Bu örnekte bence durum çok daha farklı. Biraz sosyo-politik yanı olan bir stabilpara aUSDT. Sıkça bahsi geçen Bretton Woods düzenlemesi uyarınca itibari paralar altına endeksli basılmaktaydı. Bretton Woods kalktığından beri itibari paraların neye göre basıldığı konusu oldukça muallak. Tether ise kendi kendine altın endeksli doları geri getirmiş oldu. Dolayısıyla aUSDT sadece bir stabilpara değil, mevcut doların değer yapısını değiştiren bir girişim olarak görülmeli.
İkinci stabilpara ise Manta ağındaki, MUSD. Bu stabilpara, USDT’ye benzer şekilde teminatındaki nakit paranın bir kısmıya hazine tahvili satın alıyordu. Buraya kadar her şey normal. Sonrasında ise teminatların çeşitlendirilmesi için BlackRock’ın kendi fonunu tokenize ettiği BUIDL tokenini satın almaya başladılar.
Tahvil vb. varlıkların satın alınması, stabilparaların geleneksel varlıklarla daha da güçlendirilmesi ve kripto dışı bir sektörden gelir elde edilmesiydi. Tokenizasyon sayesinde, aynı mantıkla kripto dışı bir sektöre, yine kripto para teknolojisi içerisinde kalarak yapabiliyoruz. Bu da sektörün ne kadar hızlı geliştiğine güzel bir örnek. Kriptoparalar son yıllarda bankacılığı bitirmeye değil, paylaşımcı bir anlayışla büyüyorlar. Bu da entegrasyonun hızlanarak artmasını sağlıyor.
Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun
E-Bültenimize abone olarak kişisel verileri koruma politikamızı onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Bodrum-Muğla'da doğup büyüdü, Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü mezunu. Yaklaşık 7 yıldır kripto paralarla ilgileniyor. Yazılı ve videolu içerik üretimine ek olarak danışmanlık hizmeti veriyor.
Twitter'da Takip Et: @AybeyBerkay
Bodrum-Muğla'da doğup büyüdü, Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü mezunu. Yaklaşık 7 yıldır kripto paralarla ilgileniyor. Yazılı ve videolu içerik üretimine ek olarak danışmanlık hizmeti veriyor.
Twitter'da Takip Et: @AybeyBerkay
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk