Yazarlar
Bodrum-Muğla'da doğup büyüdü, Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü mezunu. Yaklaşık 7 yıldır kripto paralarla ilgileniyor. Yazılı ve videolu içerik üretimine ek olarak danışmanlık hizmeti veriyor.
Twitter'da Takip Et: @AybeyBerkay
FTX’in iflas süreciyle geçen haftanın ardından, geçtiğimiz hafta daha sakin ve çözüm yollarının arandığı ve birçok pozitif gelişmenin yaşandığı bir hafta oldu. Luna-UST krizine benzer devasa bir zincirleme yıkım, neyse ki bu sefer oluşmadı. Ancak piyasadaki büyüklüğü nedeniyle Genesis’in durumunun ne yönde ilerleyeceğini yakından izlemek gerekiyor. Bu nedenle, bu sayımızın ana aktörleri FTX ve Genesis’i iki ayrı başlıkta inceleyeceğiz.
Konumuza, ülkemizdeki gelişmelerden başlayalım. MASAK, yürüttüğü soruşturma neticesinde FTX ve Sam Bankman Fried’a bağlı tüm mal varlıklarının dondurulmasına yönelik karar aldı. Türkiye’de hem FTX’in borsa ayağı hem de Alameda’ya ait bir şirketin olduğu biliniyordu. MASAK’ın bundan sonraki süreçte ABD’deki yargı süreciyle uyumlu hareket etmesi beklenebilir.
FTX’in ABD’deki duruşmasında oldukça kritik gelişmeler oldu. Öncelikle, iflas süreçlerinde standart olduğu üzere FTX’in borçlu olduğu kişi ve şirketlerin listesi halka açık şekilde yayımlanmak istendi. Ancak avukatların talebi üzerine bu süreç ertelendi. Özellikle şirketlerin isimlerinin açıklanması, rakip şirketlerin avantaj elde etmelerini sağlayabileceği ve FTX’in AB ve Birleşik Krallık’ta ikamet eden müşterilerinin, kendi lokal regülasyonları uyarınca ek veri korumasına sahip olması nedeniyle kullanıcıların isim, adres gibi bilgileri en azından şu anda açıklanmayacak.
Duruşmada açıklanan verilere göre FTX’in 1 milyon kadar kullanıcıya borçlu olduğu, en çok borçlu olunan ilk 50 kullanıcıya ödenecek tutar ise 3,1 milyar USD. Buna rağmen şirketin nakit olarak 1,24 milyar USD bakiyesi bulunuyor. Toplam borç ise 9 milyar USD’ye dayanıyor.
FTX’in ana merkezinin Bahamalar’da olması işleri karmaşıklaştırıyor. Bahamalar’ın atadığı likidatörler, ABD’ye giderek iflas sürecine dahil oldular ancak bir yandan da mahkemeye FTX’in burada iflas başvurusu yapma yetkisinin olmadığına dair bildirimlerini de yapıyorlar.
FTX, bilindiği üzere 600 milyon USD kadar hacklenmişti. Hacklenmenin hemen öncesinde Bahama SEC, FTX’in varlıklarını dondurma ve mevcut varlıkları SEC kontrolündeki bir cüzdana aktarması konusunda bir karar metni göndermişti. Daha sonra varlıkların transferinin yapıldığı söylenmesine karşın ne kadarlık bir miktarın hangi cüzdana gönderildiği açıklanmadı. Karar metninin hemen ardından hacklenmenin olması, okların Bahamalar’a çevrilmesine yol açtı.
Ancak hackerın, ele geçirdiği ETH’leri renBTC’ye çevirmesiyle iki parite arasındaki makas(slippage) ve komisyon üzerinden para kaybetmesi, bakiyeleri borsaya ya da saklama hizmeti sağlayan kuruma göndermemesi, bir devlet kurumunun davranışlarına uymadığı için bu ihtimalin doğruluk payı giderek azalıyor.
2021’in Şubat ayında Ren’i bünyesine katan Alameda, iflas sürecinin ardından yılda 700 bin USD ödenek ayırdığı Ren’e desteğini çekmek zorunda kaldı. Ren’den yapılan açıklamayla, projenin yıl sonuna yetecek varlığının olduğu, ancak sonrası için yatırımcı aradıkları duyuruldu. Ayrıca mevcut renproject.io domain isminin FTX’e ait olması nedeniyle yeni bir domain alınacağı, buna ek olarak Ren 2.0 ile projenin geliştirilme sürecinin de tamamlandığı açıklandı.
FTX’in desteklediği Maps ve Oxygen girişimleri de mağdur olan altcoinler arasında bulunuyor. Özellikle Oxygen, dolaşımdaki token’larla beraber kilidi açılmamış token’ların de FTX’de olduğu, borsanın kapanmasıyla birlikte token’ların yüzde 95’ine erişimin kesildiğini açıkladı. Maps’ın da yüklü miktarda token’ının FTX’de kaldığı biliniyor.
Müşterilerinin BTC mevduatları üzerinden BTC cinsinden faiz veren Matrixport, bu ürünün FTX’de değerlendirildiğini ve 79 müşterisinin mağdur olduğunu açıklamıştı. Mağduriyetin herhangi bir iflas sürecini tetiklemediği, operasyonların devam ettiği açıklanmıştı. Ancak yakın zamanda 50 milyon USD yatırım için yatırımcılarla anlaşan Matrixport’un bir yatırım turuna daha çıkmayı planladığı ve 100 milyon USD toplama hedefi olduğu açıklandı. Arka arkaya yatırım turuna çıkılması, zaten haliyle tedirgin ve şüpheci olan piyasada şüphe oluşturdu.
Mağdur şirketler kategorisinde ayrı bir yer alan Genesis, tam olarak kripto piyasası için ‘too big to fail’ denilebilecek Digital Currency Group(DCG)’u etkilediği için ekstra öneme sahip. Genesis, nakit rezervinin 175 milyon USD’lik kısmını FTX borsasında tuttuğu için bir likidite problemi yaşıyor.
DCG CEO Barry Silbert müşterilerine gönderdiği bilgilendirmede, DCG’nin Genesis’e 575 milyon USD borçlu olduğunu, ödeme tarihinin ise son olarak Mayıs 2023’de tamamlanacağını, Genesis’in sadece kredi departmanının sorun yaşadığını, bunun dışındaki spot-türev trading ve saklama hizmeti bölümlerinin sorunsuz olduğunu belirtti.
Genesis’ten yapılan açıklamada da şirketin iflas sürecine varmadan problemi çözmeye çalıştığı ve yakın zamanda böyle bir sürece başlama niyetlerinin olmadığı belirtildi. Ana şirket DCG de daha önce 1 milyar USD yatırım alma hedefini 500 milyon USD’ye düşürdü.
Genesis’in içerisinde bulunduğu süreç, aslında 3AC ve UST krizine kadar dayanıyor. O dönemde 3AC’nin Genesis’den BTC borç aldığı, bu BTC’leri Grayscale’ye vererek GBTC’ye dönüştürdüğü ve altı ay sonrasında GBTC piyasa fiyatının üzerinde olduğu için kâr ederek sattığı ve kolay yoldan para kazandığıyla ilgili analizler Twitter’da bol bol yapıldı. Buna ek olarak UST’yi savunmak için oluşturulan LFG rezervinin de Genesis’den 1 milyar UST karşılığında BTC aldığı da biliniyor. Genesis’in buradan aldığı UST’lerin hepsini hesabında tutmasa da UST krizi sonrasında yine de zarar etmiş olabileceği tahmin ediliyor.
Tüm bunlara rağmen Genesis’in FTX krizine kadar sürdürülemez bir problemi yoktu. Grayscale’nin GBTC ve ETHE ürünlerine talebin azalmasıyla bu ürünlerin piyasa fiyatlarının aşağıya inmesi, Genesis’den alınan kredi miktarını düşürerek sıcak para girişini azalttı. Gemini Earn gibi servislerden gelen sıcak parayı, uzun vadeli kredi gelirlerine dönüştüren Genesis, bu şekilde düşük riskli bir strateji izlemek istemesine karşın likit olarak ayırdığı miktarın FTX’de kilitli kalmasıyla art arda üçüncü darbeyi almış oldu.
Genesis’in içerisinde bulunduğu süreç ciddiyetini korurken ve DCG 500 milyon USD yatırım ararken, yine DCG’ye bağlı Foundry Digital, iflas eden Compute North madencilik şirketinin iki tesisini, madencilik cihazlarını ve bulut sistemlerini satın aldığını, üçüncü tesisin alım haklarını da saklı tutacak şekilde anlaşma sağlandığını açıkladı. Likidite probleminin yaşandığı bu dönemde böyle bir hamlenin yapılması, belki de madencilik gelirlerinin uzun vadeli bir teminat gösterilerek Genesis için kredi çekilebileceğine yönelik ihtimalleri ortaya çıkarmış oldu.
Prestijli bir yatırım şirketi olan Ark Invest’in yöneticisi Cathie Wood, piyadaki pesimist yaklaşımın tam tersine bir hamle yaparak, bir süredir satın alımlarına başladığı Coinbase ve GBTC ürünlerine olan yatırımlarını devam ettireceğini açıkladı. Bu hamle aynı zamanda Wood’un DCG’ye güven duyduğunu ve GBTC indirimini değerlendirmeye çalıştığını gösteriyor. GBTC, şu anda BTC fiyatına kıyasla yüzde 40’ın üzerinde indirimli satılıyor.
Ark Invest, sadece geçtiğimiz hafta 2,8 milyon USD değerinde GBTC satın aldı. Totalde ise 56 milyon USD değerinde GBTC tutuyor.
Binance CEO CZ likidite problemi yaşayan ve gelecek vadeden projeleri desteklemek için fon kuracağını duyurmuştu. Geçtiğimiz hafta bu kurulum gerçekleşti. Binance, fona 2 milyar USD değerinde bakiye aktarırken, Jump Crypto ve Aptos Labs 50 milyon USD katkı sağladı.
Ayrıca, Voyager’ın varlıkları için yapılacak açık arttırmada BinanceUS’nin teklif vereceği CZ tarafından doğrulandı.
JPMorgan CEO’su her ne kadar kripto para karşıtı açıklamalar yapsa da şirketin blokzincir teknolojisine yatırımları devam ediyor. Son olarak JPMorgan Wallet adında bir marka tescili yapıldı. Bu markanın kripto paralar dahil olmak üzere her türlü dijital finans alanında faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.
Ethereum geliştiricileri, gelecek yıl yapılması beklenen Shangai geliştirmesi için yapılan çalışmalarda, stake edilen ETH bakiyelerinin çekilebilmesiyle ilgili testlere başlandığını açıkladı. Bu fonksiyonun hayata geçmesiyle beraber stETH, rETH gibi stake ETH tokenlerini temsil eden tokenlere ait piyasalar da daha sağlıklı bir hâl alacaklardır.
Tornado Cash’in OFAC yaptırımlarına alınması sonrası, anonim kalma hakkıyla ilgili yoğun tartışmalar başlamıştı. Öyle görülüyor ki hem Avrupa hem ABD’deki regülatörlerin baskısı sonucunda anonimlik hakkı zarar görmeye devam ediyor. Ethereum’un en popüler altyapı sağlayıcılarından Infura’nın ve en popüler cüzdanlardan Metamask’ın sahibi Consensys, gizlilik politikasında güncellemeye gitti.
Yeni politikaya göre artık kullanıcıların IP adresleri, cüzdan adresleri, isim, cinsiyet, şifre, banka bilgileri (Mastercard ve Visa Metamask ile uyumlu) toplanacak ve kaydedilecek. Yani herhangi bir anonimlik söz konusu olmuyor bu durumda. Ancak kullanıcılar kendi Ethereum Node’larını kurarlarsa verilerin gizliliğinin korunabileceği belirtiliyor.
Bir başka güncelleme de en popüler DEX Uniswap’den geldi. Uniswap, kullanıcıların kullandığı cihaz ve tarayıcı tipi gibi bilgileri toplayacağını, ancak hiçbir şekilde kişisel bilgilerin alınmayacağını ve toplanan bilgilerin cüzdanlarla eşleştirilmeyeceğini açıkladı. Buradaki veri toplama süreci, kullanıcı deneyimini ileri taşımak için faydalı ve makul görünüyor.
Belediye Başkanı başta olmak üzere birçok kişinin karşı çıktığı madencilik şirketlerine çalışma lisansının verilmemesiyle ilgili teklif, öncelikle eyalet senatosundan, ardından da validen onay alarak yürürlüğe girdi. Yasa gereğince, yenilenebilir enerjiyle çalışmayan madencilik şirketleri iki yıl boyunca lisans alamayacak ve New York’ta faaliyet gösteremeyecek. Mevcut şirketler ise faaliyetlerine devam edecek.
Bir başka negatif gelişme de sektörün önde gelenlerinden Iris Energy’den geldi. Şirket, kârlılık oranının düşmesi nedeniyle iki tesisindeki cihazları kapatma kararı alarak küçülmeye gitti.
Bitcoin’i yasal para birimi olarak tanıyan El Salvador geçtiğimiz yıl 1 milyar USD değerinde BTC teminatlı bono ile fon toplama hedefinden bahsetmişti. Piyasa koşulları ve yasal altyapı eksikliğiyle ertelenen bu bono süreci artık gerçekleşmeye bir adım daha yaklaştı. Geçtiğimiz hafta tamamlanarak halka açıklanan Dijital Varlık Yasası onaylanıp yürürlüğe girdikten sonra herhangi bir hukuki engel kalmamış olacak. 1 milyar USD değerindeki varlığın yarısının El Salvador için kullanılacağı, yarısıyla da BTC alınacağı belirtildi.
Kripto paralar konusunda tam gaz ilerleyen bir diğer ülke de Birleşik Arap Emirlikleri. Ülkedeki en büyük vergisiz ticaret merkez Dubai Multi Commodity Centre (DMCC), ComTech ile iş birliğine giderek 1 gram altına eşdeğer token üreterek, altın ticaretini tokenize edeceğini açıkladı. Altınlar için saklama hizmetini ise bizzat DMCC verecek.
Son olarak, Japonya Merkez Bankası Dijital Yen için test çalışmalarına başlandığını, her şeyin yolunda gitmesi halinde 2026 yılında piyasaya sürülmesinin planlandığı belirtildi.
Bir önceki sayıda, Nike’nin NFT’ye özel ‘.swoosh’ markasını çıkardığından bahsetmiştim. Geçtiğimiz hafta, Reebok da sanal ayakkabı ve giyim, NFT satışları için market kurma, NFT tabanlı fiziksel ürünlerin satılması gibi konularda marka tescili yaparak sektöre adım atacağının sinyallerini verdi.
Formula 1 takımlarından Red Bull Racing’in sponsoru olan Bybit Borsası yeni bir anlaşmayla yarış araçlarının üzerine Azuki koleksiyonuna ait bir NFT koydurdu. Daha önce birçok kripto para markası Formula 1 araçları üzerinde görülmesine karşın ilk kez bir NFT sergilenmiş oldu.
Porsche de diğer markalardan geri kalmadı ve NFT piyasasına giriş yaptı. Henüz ne gibi bir strateji izleneceği belirli olmasa da markanın NFT departmanına ait site ve Twitter hesabını açtığı görüldü.
Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun
E-Bültenimize abone olarak kişisel verileri koruma politikamızı onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Bodrum-Muğla'da doğup büyüdü, Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü mezunu. Yaklaşık 7 yıldır kripto paralarla ilgileniyor. Yazılı ve videolu içerik üretimine ek olarak danışmanlık hizmeti veriyor.
Twitter'da Takip Et: @AybeyBerkay
Bodrum-Muğla'da doğup büyüdü, Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü mezunu. Yaklaşık 7 yıldır kripto paralarla ilgileniyor. Yazılı ve videolu içerik üretimine ek olarak danışmanlık hizmeti veriyor.
Twitter'da Takip Et: @AybeyBerkay
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele
Trend Haberler
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk