Yazarlar
Alp Mete Şirin, kripto varlık düzenlemeleri, GameFi, akıllı sözleşmeler, DeFİ, DAO mekanizmaları ve rehberlik gerektiren dApp'ler konusunda uzmanlaşarak gelişen blokzincir endüstrisinde yerel ve uluslararası şirketlere danışmanlık sağlamaktadır. Bu konularındaki yasal eğilimleri araştırmak ve bu alanda hizmetler veren global/yerel şirketlere hukuki danışmanlık sağlamaktadır. Profesyonel ekip arkadaşları ile blokzincir teknolojisi alanında özellikle çok uluslu şirketleri ilgilendiren uluslararası standart ve regülasyonların Türkiye’ye olan izdüşümü üzerinde çalışır ve uyum politikalarını takip edip uygulanması konusunda danışmanlık sağlar. Ayrıca global teknoloji şirketlerinde kripto ekosistemindeki sorunlu alanları belirlemek ve çözümler üretmek üzere araştırmacı ve danışman olarak çalışmıştır. Türkiye’nin ilk blokzincir temelli FinTech topluluğu olan Fintelogy’nin kurucuları arasında bulunmakta, Bilişim Vadisi ve İstinye Garage Incubation Hub’da menorluk vermektedir.
Gerçek Dünya Varlıkları (“RWA”) dediğimizde, fiziksel olarak erişim sağlayabildiğimiz, alım – satım yapabildiğimiz ve hukuki süreçlere konu olabilen tüm varlıkları düşünebiliriz. Evler, arabalar, gemiler vb. gibi taşınır ve taşınmazlar RWA’lara örnek oluşturabilir.
RWA’ların neleri kapsayabildiğini tespit ettiğimize göre şimdi tokenizasyon kısmını konuşalım. Tokenizasyonu, kısaca bir varlık üzerindeki hakların blokzincirinde dijitalleştirilerek bir tokene veya tokenlere dönüştürülme süreci olarak tanımlayabiliriz. Tokenizasyonun tanımını teknik açıdan geliştirmek tabii ki mümkün fakat bu yazımızın asıl konusu RWA projeleri olduğundan okurlarımın tokenizasyonun teknik süreçlerine hâkim olduğunu varsayarak yazıma devam edeceğim.
İki tanımı da ele aldığımızda, evler, arabalar vb. gibi gerçek dünya varlıklarının blokzincir üzerinde dijitalleştirilerek belirli miktarlarda tokenlere bölünerek temsil edilmesine, gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonu diyoruz. Eğer Web 3 ekosistemine aşina değilseniz şu soruyu sormanız da oldukça olası: “Neden RWA Tokenizasyon?”. O halde bu soruyu açıklayarak başlayalım.
Tokenizasyon birçok farklı alanda mümkün olsa da pratikte en fazla gayrimenkul, sanat ve lüks yatırım araçları üzerinde şekillenmeye başlamıştır. Özellikle başlangıç yatırımları oldukça yüksek miktarlarda olan, sanat eseri, klasik araba, gayrimenkul gibi alanlarda aktif yatırımcı sayısı oldukça kısıtlı. Bu varlıkların blokzincir üzerinde tokenize edilmesi ile birlikte birçok tokene bölünerek ortalama bir yatırımcının da rahatlıkla yatırım yapabilmesi ve bu yatırımından elde etmiş olduğu kârı kolay bir şekilde yine kripto varlık olarak elde edebilmesi de mümkün hale geliyor.
Bir örnek vermek gerekirse, oldukça yüksek değerli bir iş binası sahibisiniz. Bu iş binasının değerine 1 milyar dolar dersek, yatırım yapabilmek için yüksek bütçelere ihtiyacınız olduğunu söylemek oldukça kolay. Ancak bu iş binasını tokenize etmeye karar verirseniz ve 500.000 (beş yüz bin) token’e bölmeye karar verirseniz. Ortalama bir yatırımcının da bir iş binasına 2.000 dolar gibi bir miktar ile yatırım yapma imkânı tanıyabilirsiniz. Daha sonrasında ilgili iş binasındaki birçok ofis kiraya verildi ve iş binası artık bir kira getirisi elde ediyor. Burada da token sahipleri bu kira getirisinden, ellerinde tutmuş oldukları token miktarına göre yararlanabiliyor. Kısaca başlamak için milyonlara ihtiyacınız yok. RWA'lar daha uygun bir giriş noktasında gerçek dünya değerinden sizlere bir parça elde etme imkanını sunuyor. Bunun yanında blokzincir teknolojisinin sahip olduğu şeffaflık sebebi ile sizlere neye yatırım yaptığınızı görebilmek adına daha net bir resim sunuyor.
O zaman sorumuzun cevabına gelelim. Peki, neden RWA'lar? - Artan erişilebilirlik, şeffaflık, likidite, küresel erişim ve verimlilik.
RWA tokenizasyonunu ve neden buna ihtiyaç duyulduğuna değindiğimize göre artık asıl konumuz olan ve RWA’ları tokenize ederken bunu en az sorun çıkarabilecek şekilde nasıl gerçekleştirebileceğimize gelebiliriz. En az sorun çıkarabilecek şekilde diyorum sebebi ise bu alandaki regülasyonların halen gelişmekte olduğu ve “kesin” olarak emin olamadığımız birçok hususu içerisinde barındırması. Sonuçta gerçek dünya varlıklarını dijitalleştirerek blokzincir teknolojisi ile kişileri de gerçek dünya varlıklarını temsil eden tokenler ile faydalandırmaktan bahsediyoruz.
Hukuki kısma geçmeden önce RWA tokenizasyonu sonrası ilgili token’i edinen kullanıcıların ne şekilde yönetileceğini ve faydalandırılacağına karar verilmesi gerekli. Burada devreye Decentralized Autonomus Organizations (“DAO”), Centralized Autonomus Organizations (“CAO”) veya benim çok sıcak bakmadığım tam merkezi kuruluşlar giriyor. Peki bu kuruluşlara neden ihtiyacımız var ve ben neden merkezi kuruluş olarak tokenizasyonun yürütülmesine sıcak bakmıyorum?
RWA’ları tokenize etmenin ardından ilgili tokeni edinen kullanıcılar “topluluğu” oluşturuyor. Ancak bir gerçek dünya varlığının tokenize edildiğini unutmayın, kullanıcılar her ne kadar bu varlık üzerinde blokzincir ağında edindikleri token ile hak sahibi olsalar da yasal olarak bu mülkiyetin sahibi olan bir kişi veya tüzel kişilik olmalı ve tokenize edinen bu varlığın ne şekilde değerlendirileceği, satılacağı, kiralanacağı, hukuki ihtilaflar halinde aksiyonlar alınacağının da bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. İşte burada söz konusu topluluğun yönetilmesi için yukarıda da bahsetmiş olduğum DAO, CAO ve merkezi yönetişim kuruluşları gibi çeşitli biçimlerde bir yönetim yapısı oluşturulması gerekiyor.
Bahsedecek olduğum yönetişim yapıları blokzincir teknolojisine ilişkin karmaşık yapılar olduğundan bu yazımda detaylarına yer vermeyeceğim fakat ilgili yönetişim yapıları hakkında bilgi sahibi değilseniz, bu konuda bilgi edinerek, buradan sonraki bölümü tekrar ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
DAO olarak adlandırdığımız, akıllı sözleşmeler ile otomatikleştirilmiş ve merkeziyetsiz yapıda yönetişime sahip olan organizasyon yapıları artık oldukça yaygın bir şekilde kullanılıyor. Hatta Amerika’nın birkaç eyaleti DAO’ların yasal olarak kurulabilmesi için şirket tipleri dahi oluşturdular. DAO’larda token sahibi kullanıcılardan oluşan topluluk tarafından, değişiklik göstermekle birlikte genelde ellerinde tutukları token ile orantılı olarak, organizasyonun yönetiminde karar mekanizmasında yer alma hakkına sahip oluyor. Örneğin bir RWA projesinde topluluk DAO olarak var olur ise ilgili gerçek dünya varlığının satılması, kiralanması vb. gibi durumlarda topluluk söz sahibi oluyor. Bu sistem oldukça demokratik ve güvenli olsa da karar alma süreçleri oldukça uzun olabildiği gibi, olası uyuşmazlıklar halinde aksiyonların alınmasında aksamalar yaşanabiliyor.
Gelelim CAO’lara, yine akıllı sözleşmelerle otomatikleştirilmiş bir yapıya sahip olan CAO’lar merkeziyetsiz bir yapıya sahip değil ve birkaç yönetici tarafından yönetim sağlanıyor fakat temel işlemler insan müdahalesi olmadan akıllı sözleşmelerde atanan kurallarla gerçekleşiyor. Merkeziyetsizlikten ve şeffaflıktan ödün verilirken alınacak aksiyonlarda hız kazanılıyor. Benim de özellikle RWA projelerinin amacı ve kapsamı düşünüldüğünde en mantıklı bulduğum yapılardan birisi bu. Sonuçta birçok RWA projelerinin amacı kullanıcılarına sorunsuz ve olabilecek en iyi şekilde ilgili gerçek dünya varlığından faydalandırmak. Bunun için de aksiyon hızı bizler için oldukça önemli. Ayrıca yazımın ikinci kısmında bahsedeceğim yasal anlamda hukuki bir kılıfın oluşturulması için de en mantıklı yönetişim yapısının CAO’lar olduğunu düşünüyorum.
Son olarak benim pek faydalı görmediğim ve birçok uyuşmazlığa yol açabileceğini düşündüğüm tam merkezi bir şirket yapısı kullanılarak yönetişimin sağlanması. Burada şeffaflık yok, tüm kararların bir veya birden fazla yönetici tarafından manuel bir şekilde alınması gerekirken. Legal Wrapper dediğimiz yasal bir kılıf içerisine alınması da oldukça zor. Şimdilik mümkün olsa bile ilerleyen dönemlerde regülasyonların şekillenmesi ile birlikte büyük sorunlara yer açabileceğini düşünüyorum.
RWA projeleri için yasal kılavuz serimin ilk kısmında yönetişim biçimi tercihinden bahsettim. Gelecek kısımda ise bu yönetişim biçimlerinden birini tercih etmemizin ardından. Yasal olarak nasıl bir strateji ile RWA projesini gerçekleştirmemizin faydalı olacağından, hangi ülkede ilgili tokenleri kullanıcılara sunmamızın yasal olarak bizi daha güvende tutacağı ve topluluğumuzu nasıl bir tüzel kişilik altında ve hangi ülkede faydalandırmamız gerektiğine değineceğim.
RWA projelerinin gelecek 5 yılda emlak, sanat vb. birçok geleneksel sektörde aktif bir şekilde kullanımına gidileceğini ve bu alandaki projelerin de hızla artacağını düşünüyorum. Mevcut regülasyonlara uyumlu ve gelecek regülasyonları hazırlıklı bir şekilde ilerlemek ise bu gri alanda çok önemli. Gelecek yazımızda görüşmek üzere.
Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun
E-Bültenimize abone olarak kişisel verileri koruma politikamızı onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Alp Mete Şirin, kripto varlık düzenlemeleri, GameFi, akıllı sözleşmeler, DeFİ, DAO mekanizmaları ve rehberlik gerektiren dApp'ler konusunda uzmanlaşarak gelişen blokzincir endüstrisinde yerel ve uluslararası şirketlere danışmanlık sağlamaktadır. Bu konularındaki yasal eğilimleri araştırmak ve bu alanda hizmetler veren global/yerel şirketlere hukuki danışmanlık sağlamaktadır. Profesyonel ekip arkadaşları ile blokzincir teknolojisi alanında özellikle çok uluslu şirketleri ilgilendiren uluslararası standart ve regülasyonların Türkiye’ye olan izdüşümü üzerinde çalışır ve uyum politikalarını takip edip uygulanması konusunda danışmanlık sağlar. Ayrıca global teknoloji şirketlerinde kripto ekosistemindeki sorunlu alanları belirlemek ve çözümler üretmek üzere araştırmacı ve danışman olarak çalışmıştır. Türkiye’nin ilk blokzincir temelli FinTech topluluğu olan Fintelogy’nin kurucuları arasında bulunmakta, Bilişim Vadisi ve İstinye Garage Incubation Hub’da menorluk vermektedir.
Alp Mete Şirin, kripto varlık düzenlemeleri, GameFi, akıllı sözleşmeler, DeFİ, DAO mekanizmaları ve rehberlik gerektiren dApp'ler konusunda uzmanlaşarak gelişen blokzincir endüstrisinde yerel ve uluslararası şirketlere danışmanlık sağlamaktadır. Bu konularındaki yasal eğilimleri araştırmak ve bu alanda hizmetler veren global/yerel şirketlere hukuki danışmanlık sağlamaktadır. Profesyonel ekip arkadaşları ile blokzincir teknolojisi alanında özellikle çok uluslu şirketleri ilgilendiren uluslararası standart ve regülasyonların Türkiye’ye olan izdüşümü üzerinde çalışır ve uyum politikalarını takip edip uygulanması konusunda danışmanlık sağlar. Ayrıca global teknoloji şirketlerinde kripto ekosistemindeki sorunlu alanları belirlemek ve çözümler üretmek üzere araştırmacı ve danışman olarak çalışmıştır. Türkiye’nin ilk blokzincir temelli FinTech topluluğu olan Fintelogy’nin kurucuları arasında bulunmakta, Bilişim Vadisi ve İstinye Garage Incubation Hub’da menorluk vermektedir.
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk