Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

Teknoloji

Öğren

Politika

DeFi

TV&Video

Podcast

Etkinlikler

Sponsorlu İçerik

Consensus Magazine

E-Bülten

Teknoloji

“Dünya Bu Yöne Gidiyordu ve Bende ‘Geç Kalıyorum’ Algısı Oluştu”

Uluslararası alanda pek çok ödülü bulunan fotoğraf sanatçısı F. Dilek Yurdakul, NFT alanına nasıl girdiğini ve bu dünyaya dair izlenimlerini CoinDesk Türkiye’ye anlattı.

5 Mayıs 2023 10:42

Güncellenme: 8 Mayıs 2023 12:22

Hakan Kesler, CoinDesk Türkiye’deki son yazısında NFT’lerin sanatta bir devrim yaratıp yaratamayacağını sorguluyor. Dijital sanatın bir süredir ortalıkta olmasına rağmen NFT'lerin piyasaya sürülmesine kadar ana akım popülerliğini kazanamadığını belirtiyor, Kesler.


Tabii, Web3 ile ilgili pek çok konuda olduğu gibi NFT ve sanat konusunda da insanlar farklı görüşlere sahip. Kimi NFT’lerin sanata ve sanatçılara destek olacağını savunurken kimi işe yaramayan, gereksiz bir teknoloji olarak görüyor.


CoinDesk Türkiye olarak bu konuları NFT alanında aktif olan ve uluslararası pek çok ödülü bulunan fotoğraf sanatçısı F. Dilek Yurdakul ile konuştuk.


                                                                                F. Dilek Yurdakul

National Geographic dergisinin hem global hem de Türkiye baskıları için ‘contributer photographer’ olarak çalışan tek Türk kadın fotoğrafçı olan Yurdakul’un uluslararası alanda aldığı ödüller saymakla bitmez. Ancak en çok öne çıkanlar arasında ‘National Geographic yılın gezi fotoğrafçısı ödülü’, Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri’nde dünya birinciliği (Bu ödülü alabilen tek Türk fotoğrafçı), New York Fotoğrafçılık Ödülleri birinciliği (iki ayrı kategoride) gibi çok önemli ödüller bulunuyor.



Yurdakul’un başarıları NFT alanında da devam ediyor. Belgesel fotoğrafçılığı alanındaki en büyük koleksiyonu çıkardı ve bu koleksiyonun tamamı satıldı. Ayrıca, Tezos’ta bir fotoğraf için ödenen en yüksek para Yurdakul’un fotoğrafına ödendi, Tez Foundation fotoğrafı Temmuz ayında 15 bin Tezos'a satın aldı.

F. Dilek Yurdakul, NFT alanında nasıl dâhil olduğu, hangi zorluklarla karşılaştığını, bu alandaki izlenimlerini, iki dünya arasındaki farklılıkları CoinDesk Türkiye’ye anlattı:


Bir fotoğraf sanatçısı olarak NFT’lerle ne zaman ilgilenmeye başladınız?

İlk hesabımı 2021 yılının başında açmıştım. Ancak buraya gelene kadar, 2020 yılından beri etrafımdakiler bana sürekli olarak fotoğraflarımı NFT koleksiyonuna çevirmem gerektiğini söylüyorlardı. Ancak ben kendimi bir ‘teknoloji cahili’ olarak görürüm. O zamana kadar yatırımla veya kripto parayla da bir alakam olmamıştı. Zaten NFT’nin ne anlama geldiğini, bir fotoğrafın NFT’ye dönüştürmenin ne demek olduğunu da bilmiyordum. Bu nedenle de çok çekiniyordum. Ama en sonunda dünyanın bu yöne gittiği ve benim geç kaldığım algısı oluştu bende.

Tam da o günlerde National Geography, Johnson & Johnson gibi pek çok firmanın yer aldığı bir projeye ben de davet edildim. Orman yangınları nedeniyle beslenmesi tehlikeye giren arılarla ilgili bir projeydi. Bu kapsamda fotoğrafçılar, çizerler, ressamların katılımıyla oluşturulacak eserler NFT formatında satılacak ve gelir bağışlanacaktı. O süreçte bize NFT’le ilgili bir eğitim de verdiler. Böylece bu konu kafamda daha çok oturmaya başladı ve ardından ilk cüzdanlarımı yarattım.


NFT’ler ana akımda daha bilinir olduktan sonra NFT fotoğrafçılığı diye bir kavram oluştu mu?

Evet, bazı kişiler biyografilerinde NFT fotoğrafçısı yazıyor. Tabii eğer bir insan fotoğrafçılığı sadece NFT için yapıyorsa, evet o kişi NFT fotoğrafçısı olabilir. Ama ben öyle bir şey yapmıyorum. Yani ben bugüne kadar NFT için fotoğraf üretmedim, daha önce ürettiğim fotoğrafları NFT formatında sattım. Ancak ben NFT sanatçısı, NFT fotoğrafçısı, NFT müzisyeni gibi kavramlara karşıyım. Çünkü burası bir sanatın sanal platformda koleksiyonerlere satıldığı bir ortam. Bu nedenle biz NFT için sanatçı değiliz ya da NFT için fotoğrafçı değiliz. Ben bunu kendim için bir şeyleri üretmek, yarınlara kalmak için üretiyorum. Bunu pazarladığım platformlardan ve eserimin ölümsüz olarak sanal platformda yaşamasını sağlamak için mintlediğim platformlardan biri de NFT.


Tabii, pazar dinamiklerine göre hareket eden kişiler de var. Örneğin, balerin fotoğraflarına talep varsa hemen balerin fotoğrafı koleksiyonları çıkmaya başlıyor. Şu anda mesela yapay zekayla oluşturulan eserlerle bir koleksiyon yaratmak çok moda. Ben bunlara karşıyım. Bence bu şekilde davranmayanlar uzun vadedeki yarışta ipi göğüsleyecek ve diğerlerine fark atacak. Çünkü ben hep sanatçının bağımsız olması gerektiğini söylerim. Bu, fikri, maddi ve talep bağımsızlığıdır. Ben birinin arzu ve isteklerine göre üretirsem sanatçı değil, satıcı olurum. Oysa sanatçıyı satıcıdan ayıran özellik kendi arzusu, istekleri doğrultusunda üretip onu satmasıdır.



Bu aralar çok gündemde olan yapay zekayla eserler yaratma konusunda ne düşünüyorsunuz?

Ben meraktan yapay zekayı öğrenmeye ve bir şeyler üretmeye çalışabilirim. Ancak bunu Refik Anadol gibi yapmak önemli. Bütün programlarını ve kodlarını kendini yazarak. Başkasının çektiği bir fotoğrafı alıp üzerinde birkaç oynamayla sanat olmuyor. Çünkü fotoğrafta ‘kreatif sanat’ (creative art) dediğimiz bir alan var. Buna göre kullandığınız her parçayı kendinizin çekmiş olması gerekiyor. Film mi kullanacaksınız? Deniz anası mı kullanacaksınız? Bunların hepsini kendi fotoğraf makinenizle çekip sonra bir kolaj yaratmanız gerekiyor. Yapay zekanın da buralara gitmesi gerekiyor. Ancak, şu anda bir boyama kitabında çizilmiş bir şeyi boyamandan farklı değil durum. Yapay zekaya karşı değilim ama yapay zekanın özellikle NFT’lerde bu mantıkla kullanılmasına karşıyım.

Bir fotoğrafçı gözüyle baktığınızda fotoğrafla NFT'nin kesiştiği noktada hangi avantajlar ve dezavantajlar var?

Ben eserlerimi NFT olarak satmaya başladığımda ne kadar para kazanabileceğimi hayal edemiyordum. Çok büyük rakamlardan bahsediliyordu. Ben de uluslararası alanda ödül kazanmış bir fotoğrafçı olarak fiyatları yüksek tuttum. Ancak bana o işlerin öyle olmadığını, önce o dünyada da kendimi tanıtmam gerektiğini söylediler. Yani dışarıda ne olduğunuzun bir önemi yok. O dünyada da bilinmeniz lazım. Bunun için de Twitter’daki space’lere katılıp buralarda konuşmam gerektiğini söylediler. Çünkü ilk zamanlardaki gibi her koyulanın satılmadığını, rekabetin arttığını belirttiler. Kısaca görünürlüğü arttırmalısın dediler. Benim avantajım bu space’lere katılan fotoğraf camiasından bazı kişilerin beni ve fotoğraflarımı bilmeleriydi. Ben bu kişilere aldığım ödülleri anlattığımda “O fotoğrafı sen mi çekmiştin?” diyenler oluyordu. O dönem, yaklaşık 7-8 ay boyunca sürekli olarak space’lerdeydim. Burada kendimi tanıttıkça birilerine ulaştım. Örneğin ünlü fotoğrafçı Misan Harriman bu kişilerden biriydi. Tesadüfen girdiğim bir space’te o da vardı. Kendimi anlattıktan sonra koleksiyonumda iki parça kaldığını belirtmiştim. O da söz alarak artık 1 tane kaldı, ben satın aldım dedi. Hatta sonra başka bir konuşmacı sonuncusunu ben alıyorum dediğinde “Alamazsın onu da ben aldım” dedi. Bu çok büyük bir sürpriz oldu benim için.


NFT’nin en büyük avantajı sanatçıların iyi para kazanabilmeleri. Özellikle boğa dönemlerinde çok iyi kazanılıyor ve ben de o dönemde bu pazara girmiştim. Dolayısıyla çıkardığım ilk koleksiyondaki eserler de fiyatları biraz indirdikten kısa bir süre sonra tamamen satıldı. İkinci koleksiyonum da OpenSea'da ana sayfada çıktı. Orada ana sayfaya çıkmak o zaman için mucize gibiydi. Zaten o koleksiyonum da ana sayfaya çıktığı anda tamamen satıldı. Ardından üçün koleksiyonum da tamamen satıldığında ben artık NFT’nin tanınan yüzlerinden biri haline geldim. Hatta bu süreçte Hindistan’daki bir NFT etkinliğinden davet aldım ve orada bir çalışma atölyesi yaptım. Daha sonra Londra’ya gittim. Pek çok sanatçıyla sürekli birliktesiniz. Bunlar tabii işin avantajlı yanları. Ve tüm bunlar 1 sene gibi çok kısa bir süre içinde olmuştu.


Bunun yanında, Web2’yle karşılaştırınca birebir diyalog bu tarafta çok daha fazla. Orada diyalogdan çok birbirini Instagram’da takip edip birbirinin fotoğrafını beğenme ya da yorum yapma var. Bu tarafta insanlarla birebir diyalog halindesiniz ve bu, yaratıcılığı, hayata bakış açınızı da geliştiriyor. Eskiden galerilere ulaşmak, koleksiyonerlere ulaşmak biraz daha ilişkiler boyutunda önemliydi. Burada daha kolay ulaşabiliyorsunuz. Sanatçıya direkt ulaşmak kolay.


Peki dezavantajlar neler?

Gerçek hayatta koleksiyoner, galeri dediğiniz insanların hepsi sanatın, üretimin ne olduğunun bilincinde olan ve bir sanat altyapısı olan insanlardır. Ancak, bu alandaki hemen hiç kimsenin sanat altyapısı yok. Örneğin, “NFT’nin tanıtımının beni etkilemesi lazım” diyorlar. Ancak, bir fotoğraf sanatçısından çok etkileyici edebiyat bekleyemezsin. Çoğu koleksiyonerin kendilerine sorsan da ne beklediklerini anlatamazlar aslında. Öte yandan ağzı iyi laf yapan insanlar bu durumu iyi kullanarak sarıya boyalı bir teneke parçasını altın diye satabiliyor. Ama bu dolandırıcılık aslında ve bütün sorun sanatı bilmeyen insanların koleksiyoner olmasından kaynaklanıyor. Koleksiyonerler sanatı bilmedikleri için “Seninkine benzer fotoğraflar 0.5 ETH, niye seninki 15 ETH?” diye soruyorlar. Aradaki fark detaylarda gizli. Ama sanattan anlayanlar bu detayı görebilirken onlar göremiyor.


Bir diğer durum da kripto alanında zamanın çok hızlı geçmesi, aşırı dinamik olması. Bu nedenle sürekli aktif olmanız lazım. Fakat bu akıl sağlığı için çok faydalı değil. Çünkü bir sanatçıyı üretim anlamında çok sıkıntıya sokuyor. Çünkü sanatçının üretebilmesi için izlemesi lazım. Bir sanatçının başka sanat dallarından da kendini beslemesi gerekiyor. Ama mesela ben NFT alanına girdikten sonra yoğunluktan dolayı ilk 7-8 ay hiç dizi, film bile izleyemedim, kitap okuyamadım. Ben sadece Twitter'daydım. Şimdi biraz daha dengeledim bu durumu. Çünkü bunu yapmazsam bundan sonra üretemeyeceğimi biliyorum.



Şu anda üzerinde çalıştığınız yeni bir NFT projesi var mı?

İlk üç koleksiyonum sekiz parçadan oluşan minik koleksiyonlardı. Daha sonra NFT dünyasında belgesel fotoğrafçılık adına yapılmış en büyük edisyonu yaptık ve Covid 19’la alakalı fotoğrafları çıktık.


Yakın zamanda NFT pazaryeri SuperRare'e kabul edildim. Oradaki koleksiyonerlere ulaşmaya çalışıyorum. Yine Covid gibi çoklu bir koleksiyonu planlıyoruz. Aklımızda 2 proje var. Bunlar büyük emekler gerektiren süreçler. Zoom önünde konuşurken uyuyakalmışlığımız var. Örneğin, Mayıs'ın 15'inde başladık Covid'e tartışmaya, Haziran'ın ortasına doğru çıktı.


Son olarak, NFT ve fotoğrafçılık gelecekte nereye gider? Genç fotoğrafçılara NFT alanına girmelerini önerir misiniz?

Hepsinin girmesi lazım ve bu alanda aktif olmaları gerekiyor. Bunu yapabilirler ve diyalogları kurup bir şekilde vakit geçirebilirlerse kesinlikle ekonomik olarak önemli bir artı NFT alanı. İlerleyecek ve geleceği olacak mı? Kesinlikle ve kesinlikle ilerleyecek. Gelecekte büyük galeriler, koleksiyonerler de girecek ve gelecek artık oraya gidiyor. Bunu yok sayamayız. Tabii diyaloglar önemli olduğu için dil bilgisinin önemi de ortaya çıkıyor. Herkese tavsiyem yabancı dillerini geliştirmeleri. Çünkü dil olmadan olmuyor. Google Translate , ChatGPT yetmiyor. Bunların hepsi bir yere kadar çünkü kalkıp canlı konuşmanız gerekiyor.


Haberde kullanılan tüm fotoğraflar F. Dilek Yurdakul tarafından çekilmiştir.


Daha Fazla Oku

    nftFotoğrafçılıkweb3

Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun

E-Bültenimize abone olarak onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.


YASAL UYARI

Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.


Deniz Türsen

Deniz Türsen, CoinDesk Türkiye'de Blockchain, Metaverse ve NFT faaliyetlerine ilişkin haberler ve röportajlar yapan editördür. Daha önce Hürriyet Gazetesi'nin Hürriyet İK ekinde ve Bloomberg Businessweek Türkiye dergisinde yönetim, insan kaynakları, istihdam üzerine röportajlar va haberler yapmıştır.

Fiyatları İncele

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Trend Haberler

1
Haftaya Bakış: Yıkıcı Değil Kapsayıcı Bir Kripto

7 Ekim 2024 19:25

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Kategoriler

Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

E-Bülten

Politika

Teknoloji

Kripto Paralar

Hakkında

Hakkında

Kişisel Verileri Koruma Kanunu

Künye

Çerez Politikası

Reklam Verin

KVKK Başvuru Formu

İletişim

Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası


Yasal Uyarı: Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

@2022 CoinDesk