Teknoloji
Cinsiyet Eşitsizliği Web3’te de Devam Ediyor
Kadınlar iş dünyasında bugüne kadar ayrımcılığın her türlüsüyle mücadele etmek zorunda kaldılar. Web3 teknolojileri kadınların bu mücadelesine destek olabilir. Ancak sadece anonim kalırlarsa.
30 Ağustos 2022 10:54
Güncellenme: 30 Ağustos 2022 15:12
Blok zinciri teknolojisinin tarihi aslında 90’lı yıllara uzanıyor. Ancak bu sistemin dünya çapında bilinirliği, Satoshi Nakamoto mahlasını kullanan bir kişi veya grup tarafından geliştirilen Bitcoin’in tanıtıldığı white paper’ın yayımlanmasıyla yaygınlaştı. Bugün kripto paralar, NFT’ler gibi günümüzün popüler terimlerinin arkasında blok zinciri teknolojisi bulunuyor. Ancak Web3 kapsamında kabul edilen bu teknolojilerle haşır neşir olmak, teknolojinin diğer pek çok alanında olduğu gibi erkeklere kalmış durumda. Bu alanda da cinsiyet eşitsizliği kendini net biçimde gösteriyor.
BlokFi tarafından ABD’li kadınlara yönelik gerçekleştirilen bir ankete göre bin kişinin üzerindeki katılımcıların yalnızca yüzde 24’ü kripto para alım satım işlemleri yapmış. Türkiye’de Bitci ve Future Bright yapılan bir araştırmaya göre ise Türkiye’deki kripto para yatırımcılarının arasında kadınların oranı yüzde 38.
Geçtiğimiz günlerde kripto para borsası ICRYPEX tarafından İstanbul’da düzenlenen Kripto Fest’te CoinDesk Türkiye’ye konuşan İstanbul Blockchain Women Derneği Kurucu Ortağı Ebru Güven, “2016’dan beri blok zincirini inceliyordum ve kripto paralarla ilgileniyordum. Bu alanda Türkiye’de yapılan etkinliklere gitmeye başladım. Ancak fark ettim ki gittiğim tüm etkinliklerde erkekler sayıca çok fazlaydı” diyor. Oysa Güven’e göre blok zinciri aslında kapsayıcı ve tek bir grupla değil toplulukla büyüyen bir ekosistem. Bu noktada kadınların blok zincirini sadece bir yazılım olarak bildiklerini fark ettiklerini söylüyor Güven ve ekliyor, “Oysa bu, arkasında derin bir felsefe barındıran bir bakış açısıydı. Dolayısıyla bu felsefedeki kapsayıcılığı daha iyi anlatmak ve kadınların da burada olmasını teşvik edecek faaliyetlerde bulunmak için İstanbul Blockchain Women Derneği’ni kurduk.”
İstanbul Blockchain Women Derneği, Web3 dünyasını kadınlara daha iyi tanıtabilmek için pek çok çalışma yapıyor. Güven, kadınların iş dünyasında zaten uzun zamandır ücret eşitsizliği, toplumun üzerine yıktığı ev işleri gibi sorunlarla uğraştığını dolayısıyla işten ayrılmak sorunda kaldıklarını söylüyor. Hatta kriz dönemlerinde de işten ilk çıkarılan grubun kadınlar olduğunu belirtiyor. Güven, bu sorunların teknoloji ile daha rahat çözülebileceğine inandıklarını, özellikle Web3 teknolojileriyle beraber alternatif gelir kaynakları yaratılabileceğini ifade ediyor.
Öte yandan hem Türkiye hem de dünyada kadınlar özellikle kripto para dünyasından uzak kalmayı tercih ediyor. 2021’de CNBC tarafından yapılan bir araştırmaya göre kripto paraya yatırım yapan erkeklerin oranı kadınların iki katı. Ebru Güven, bu duruma etki eden en büyük nedenin kadınların erkeklere göre daha temkinli olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Güven, “Kadınlar kripto paralara yatırım özelinde kendi bariyerlerini kendileri koyuyor. Aslında blok zincir teknolojisi kriptolardan ayrı tutulamaz. Ancak Türkiye için konuşursak kripto piyasası bir bahis aracıymış gibi kullanılıyor. Bu da kadınlar için riskli bir alan. Çünkü kadınlar doğaları gereği çok daha temkinli davranıyor” diyor. Güven, kadınların bu kadar temkinli davranmasını ise gelir dağılımında dezavantajlı tarafta bulunmalarından kaynaklandığını düşünüyor. Bunun yanında Web3 dünyasında ve özellikle kripto para ve NFT tarafında ürünlerin her geçen gün çeşitlendiğini ve her şeyin çok hızlı geliştiğini aktaran Güven, “Kadınlar bilgisinin eksik olduğu alanlara kapalı gözlerle girmez. Önce anlayıp içselleştirmeleri gerekir” diye konuşuyor.
Bunun yanında Ebru Güven, kadınların kripto para yatırımına erkekler kadar ilgi göstermeseler de NFT üretimi ya da Metaverse tasarımı gibi yaratıcılık gerektiren konularla daha çok ilgilendiklerini belirtiyor. Ayrıca Güven’e göre kadınlar NFT’lerle birlikte daha rahat ifade ve gelir yaratma imkanları bulabiliyor.
NFT’de Ayrımcılık
Ancak Güven, bu alanla ilgili okuduklarını da bizimle paylaşmadan edemiyor. Güven’in okuduğu bazı çalışmalara göre kadınlar Web3 dünyasında da ayrımcılığa uğruyor ve NFT’yi yaratanın bir kadın olduğu anlaşıldığında sistem tarafından bazı bariyerler konulabiliyor. Örneğin alıcının kadın olduğu anlaşıldığında NFT satıcısı fiyatı yükseltebiliyor ya da hiç cevap vermeyebiliyor. NFT’yi yaratanın arkasında kadın olduğu anlaşıldığında ise bu koleksiyonlara önyargıyla bakılabiliyor. İşte bu nedenle kadınlar NFT pazar yerlerinde NFT’yi kendileri yaratmış olsalar da anonim kalmayı tercih edebiliyor. Güven, bu anonimliğin kadınların ayrımcılığı yıkabilmek için kullandığı bir savunma mekanizması olduğunu belirtiyor. ArcTactic’in 2021’de yaptığı NFT satışlarında kadın-erkek oranına yönelik bir araştırmaya göre NFT sanat satışlarının sadece yüzde 5’i kadın sanatçıların eseriydi. NFT üreten kadın sanatçıların oranı ise yüzde 16’ydı.
Güven, bu noktada daha demokratik bir ortamı bulunan merkeziyetsiz otonom kuruluşların (DAO) işe yarayabileceğini söylüyor. Çünkü DAO’larda kullanıcılar anonim kalabiliyor. Yani, cinsiyet belli olmuyor. Ancak Güven, DAO’ların ayrımcılığın azaltılmada işe yarayıp yaramayacağının geleneksel şirketlerin bu tip teknolojileri ne ölçüde benimseyeceğine bağlı olduğuna da dikkat çekiyor.
CoinDesk Türkiye olarak Ebru Güven’in paylaştığı bilgiler ışığında kadınların dijital dünyada da ayrımcılığa uğrayıp uğramadığını bir de sanatçı Elmas Deniz’e soruyoruz. Çalıştığı atölyede ziyaret ettiğimiz Deniz’in henüz NFT üzerine bir çalışması olmasa da yakında olacak. NFT konusunda konservatif olmadığını belirten Deniz, bu alanla ilgilenen kadınların sayısının erkeklere göre daha az olmasının nedenlerinden birini kadınların sanatta daha eleştirel olmasına bağlıyor. “Kadınlar her ne yapıyorlarsa onu neden yaptıklarını çok ince eleyip sıkı dokur. İşte bu nedenle kadınlar erkelere göre daha yavaş kalıyor. Çünkü 'Ben yaptığım işin sorumlusuyum ve arkasında durmak zorundayım' diye düşünüyorlar. Kadınlarda araştırmayı en iyi şekilde yapmak ve yapılan işi mükemmel hale getirmekle ilgili müthiş bir istek var” diyor Deniz. Öte yandan erkeklerin ise genelde “yap-geç” dediklerini çünkü erkeklerin hatalarının çok daha fazla tolere edildiğini belirtiyor. Deniz, bu durumu hem fiziki hem de hem de dijital dünyada gözlemlediğini vurguluyor.
Bunun yanında, kadınların NFT dünyasında daha az yer almasına ilişkin önemli bir başka nedene daha vurgu yapıyor Deniz: “Bana dijital dünyadan bir teklif gelse tabii ki yapabilirim. Ama gelmiyor. Çünkü bir kadının bir NFT yapabileceği erkeklerin aklına gelmiyor” diyor. Örneğin bir NFT koleksiyonu oluşturulacak olsa “Bu koleksiyonu kim yapar?” diye araştırma yapılırken doğrudan erkeklerle görüşüldüğünü söyleyen Deniz, “Dijital iş üretiminde zaten erkeklerin sayısı daha fazla. Bu nedenle de bir iş yaptırılacağı zaman ilk akla gelen de erkekler oluyor. Çünkü o çevreler hep birbirine iş yaptırıyor” diye konuşuyor.
Öte yandan Deniz’e göre kadınların uğradığı ayrımcılık hemen belli olan bir olgu da değil. Çünkü önce şahsa da yorulabiliyor. Yani kadınlar bunu önce, “Yeteneksiz olduğum için başarısızım” gibi algılayabiliyor. Söylemler çok sistematik olduğu için kadınlar bunu ilk başta ayrımcılık olarak değil de kendi başarısızlığı olarak görüyor. Ayrıca kadınlara genel olarak güvenilmiyor. Deniz bununla ilgili bir araştırmadan bahsederek “Bir çalışmada aynı konuyu hem bir erkeğe hem de bir kadına anlattırıyorlar. Daha sonra dinleyicilere sorulduğunda birebir aynı konuyu anlatmalarına rağmen erkeğe inananların oranı çok daha yüksek” diyor. Deniz, basılı kitaplarda erkek yazarların ya da erkek mahlası kullanan kadınların daha çok okunduğuna dair araştırmalar da olduğunu belirtirken, “NFT’lerde de mahlas çok kullanılıyor. Yani arkasındakinin cinsiyetini bilmiyorsun. Bence o NFT’yi yaratanın bir kadın olduğu açık olsa, alıcı o NFT’yi daha ucuza almaya çalışabilir ya da dikkate de almayabilir. Bu, ücret eşitsizliği ile aynı mantık. Tıpkı çalışan kadınların erkeklerden daha az maaş alması gibi” diyor.
Elmas Deniz’in sanat üretimi yoğunlukla atıklar, tüketim kültürü gibi ekonomik ve ekolojik konular üzerine. Deniz, şu an üzerinde çalıştığı bir videoda ise yapay zekâ ile bir tür iş birliği konusu olarak ele alıyor. Bu video önümüzdeki ay sergilenecek.
Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun
E-Bültenimize abone olarak kişisel verileri koruma politikamızı onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele