Oyun severler geçtiğimiz günlerde Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat merkezinde oyun, e-spor ve dijital eğlence etkinliği Gaming İstanbul’da (GIST) buluştu. 2019 yılında yapılan etkinliğe 92 bin ziyaretçi katılmıştı. Bu yılki etkinliğe katılanların sayısı ise 100 bini geçti. Etkinlikte PC / konsol / mobil oyunlar, e-spor turnuvaları, yeni oyunların ilk gösterimleri, ünlü yayıncılar ve takipçi buluşmaları yapıldı, donanım markalarının en yeni ürünleri tanıtıldı, serbest geliştiriciler ekipler etkinlik alanında 72 saat aralıksız ‘Kötü Adam Sensin’ temasıyla kendi oyunlarını geliştirdiler.

CoinDesk Türkiye olarak katıldığımız bu etkinlikte bizi en çok şaşırtan görüntülerden biri de ‘PqueeN’ ismiyle Twitch’te yayınlar yapan Pelin Baynazoğlu ile tanışmak için sırada bekleyenlerin oluşturduğu yüzlerce metrelik kuyruktu. Hayranlarının sadece birkaç saniyeliğine de olsa PqueeN ile konuşmak ve fotoğraf çektirmek için saatlerce kuyrukta beklemeyi göz almaları aslında Türkiye’de oyun dünyasına ilginin ne kadar arttığını ve sektörün artık kendi yıldızlarını yaratmaya başladığını gösteriyordu.

PqueeN’i geride bırakıp oyun sektöründe ilginin giderek arttığı blokzinciri tabanlı oyunlar hakkında konuşmak üzere GIST’i düzenleyen Vardiya şirketinin Kurucu Ortağı Meriç Eryürek ile buluştuk. Sorularımızı yanıtlayan Eryürek, sektör profesyonelleri olarak blokzinciri oyunlarına yönelik ilginin artacağını birkaç yıl önceden öngördüklerini belirtiyor. Eryürek, “İnternetin yaygınlaşmasından sonraki süreçte önce peer to peer (eşler arası), ardından peer to world iletişim kurmaya başladık. Sonra da tamamen global bir ağın parçası haline geldik. Ancak insan beyni her zaman çatışma ve test edilmek ister. İletişim bunu sağlamaz ama oyunlar sağlar. Birinci evrede oyunlar bizi test edebildi ya da biz oyunlar aracılığıyla birbirimizi test ettik. Bunun ikinci fazı ise insanların içinde var oldukları sanal dünyaların gerçek dünya ile kesişme noktasını bulmak oldu” diyor.

Günümüzde geldiğimiz noktada artık internete karşı olmanın oksijene karşı olmak gibi olduğunu, blokzinciri tabanlı oyunlara karşı olmanın da aşağı yukarı aynı seviyeye geldiğini düşünen Eryürek, “Bu da evrimin durdurulamaz bir parçası. Gelişmeye devam edecektir” diyor.

Ancak Eryürek’e göre blokzinciri tabanlı oyunların çoğu şu an emekleme döneminde. İnsanlar henüz blokzincirini anlamıyorlar çünkü yeterince teknik veri yok ellerinde. Dolayısıyla bunun ya bir kumar olduğunu düşünüyorlar ya da bir yatırım aracı olarak görüyorlar. Bunun yanında Eryürek, çoğu blokzinciri tabanlı oyunların iş modellerinin çok gerçekçi olmadığını düşünüyor. “Üzerinde uzun saatler harcanan karakterin geliştirilebildiği rol yapma oyunları blokzinciri tabanlı olmaya çok yatkın. Öte yandan tek kişilik oyunlar, co-op ya da procedural rol yapma oyunları henüz pek uyun değil. Dolayısıyla doğru iş modeli seçmek çok önemli” diyor Eryürek.

Bir oyunun hedefinin oyuncular olduğunu, dolayısıyla oyuncuyu tutabilen modellerin yatırımcıya da çekebildiğini belirten Eryürek, blokzinciri tabanlı oyunlarda da tasarımın oyunculara yönelik olmak zorunda olduğunu düşünüyor.

Öte yandan, şu an bu kadar çok blokzinciri tabanlı oyuna gerek olmasa da sağlam projelere ihtiyaç olduğunu düşünen Eryürek, “Şu anda metaverse, NFT, blokzinciri tabanlı oyunları sektörün çoğunluğu bir pazarlama aracı olarak kullanıyor. Ama bu oyunları sürdürülebilir hale getirebilecek, bu oyunlar için yaratılan token’ları 10 yıl sonra da varlığını sürdürecek şirketlerin sayısı çok az” diyor.

Büyük Firmalar Umduğunu Bulamayabilir

Eryürek, AAA tipi oyunlar geliştiren büyük oyun firmalarının şu anda blokzinciri tabanlı oyun dünyasına adım atmaları halinde ise bir kısmının bu dünyada tutunamayacağını söylüyor. Eryürek bunu şöyle açıklıyor, “Çünkü ellerinde bu konuda yeterli bilgileri ve uzmanlıkları yok. Bu dünyada çok ayrı bir mühendisliğe ihtiyaç var. Farklı insan kaynaklarına ve farklı bir stüdyo kültürü gerekiyor. Bence bu riskli bir karar ve firmaların bu dünyaya adım atmak için daha zaman var.”