Birkaç yatırım bankası, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) geçtiğimiz yıl mayıs ayında başlattığı ve kısmen de olsa kripto piyasasının sarsılmasından sorumlu olan agresif faiz artırım döngüsünün sona erdiğine inanıyor.

Merkez bankası, temmuz ayında gösterge oranını 25 baz puan artırarak yüzde 5,25 - 5,5 aralığına yükseltti ve 2022 Mart’tan bu yana kümülatif sıkılaştırmayı 525 baz puana çıkardı. Banka, verilere bağlı duruşunu korudu ve önümüzdeki aylar için kapıyı aralık bıraktı.

ING’nin uluslararası ekonomi sorumlusu James Knightley ise Fed’in artırımlara devam etmesini beklemediğini söyledi ve açıkladı:

“Cuma günü yayımlanan tarım dışı bordrolar, Fed’in eylül ayında faiz oranlarını tekrar yükseltmesi için bir sebep olmadığını gösteriyor. Fed, politikayı gevşetmeye yönelik adım atmak istediğinin sinyalini verdi ve rapor, iş gücü piyasasının kademeli olarak durulmasıyla tutarlı gözüküyor.”

Bu hafta açıklanacak olan temmuz ayı TÜFE verilerinin aylık enflasyon oranının yüzde 0,2 düzeyinde sabit kaldığını göstermesi muhtemel. Ağustos enflasyon rakamları da gelecek ay Fed'in faiz belirleme toplantısı öncesinde erişilebilir olacak.

Piyasalar Fed’in işini yapıyor

Son üç haftada dolar endeksinin yüzde 2,6 yükselmesiyle mali koşullarda belirgin bir sıkılaşma görüldü. Aynı zamanda 10 yıllık Hazine getirisi 40 bps artışla yüzde 4,10'a yükseldi. Knightley'e göre bu durum, Fed'in faizleri sabit tutması için yeterli.

“Fitch gerilemesiyle (Fitch downgrade) doların ve ABD Hazine getirisinin yükselmesi, Fed'in faiz artışına ihtiyaç duymayacağına dair inancımızı güçlendiriyor. Bu piyasa hareketleri artan volatilite ile birleşerek finansal koşulları sıkılaştırıyor, aynı zamanda konut kredisi faizlerini ve şirket borçlanma maliyetlerini de artırıyor.”

Bankalar kredi koşullarını sıkılaştırıyor

Geçen hafta yayımlanan Federal Rezerv Kıdemli Kredi Yetkililerine Ait Görüşler anketi, bankaların yüzde 50’sinin yılın ikinci çeyreğinde kredi standartlarını katılaştırdığını gösterdi. Bu oran bir önceki ankette yüzde 46 olarak belirlenmişti. Ayrıca bankaların kalan yüzde 40’ının da benzer sıkılaştırmalara gitme ihtimali olduğu tespit edildi.

Politika yeterince kısıtlayıcı

Yatırım bankası Piper Sandler’ın verilerine göre, faiz artışının 5,25 - 5,5 aralığına ulaşmasıyla birlikte enflasyondan arındırılmış gösterge faiz oranı (reel faiz oranı) 2007’den bu yana en yüksek seviye olan yüzde 2’nin üzerine çıktı.

Bu durum da faiz artışlarının devam etmesine yönelik beklentileri zayıflattı. Pozitif reel faiz oranları, sıkılaştırıcı politikaların bir ölçüsüdür.

Ekonomik moral ne durumda?

Sıkılaştırma döngüsünün potansiyel olarak sona ermesi, likidite artırıcı faiz indirimlerine ve 2020 - 2021 benzeri bir boğa piyasasına geri dönüş olduğu anlamına gelmiyor.

Geçmişte, Fed dahil olmak üzere çoğu merkez bankası, sıfır faiz politikası ve sınırsız tahvil alımlarıyla rekor miktarda para enjekte ederek küresel ekonominin koronavirüs salgınından kaynaklanan şoku absorbe etmesine yardımcı oldu. Ancak, yakın gelecekte bu politikaya geri dönülmesi pek olası değil. Para arzını artırmaya yönelik gevşek para politikası uygulayan son önemli borsa olan Bank of Japan (Japonya Bankası) bile daha sıkı bir politika benimsemeye başladı.

İlginizi çekebilir:

• Japonya’nın Faiz Kararıyla Bitcoin'in Volatil Olması Bekleniyor, Peki Neden?
  
  
• Çin’deki Fabrika Deflasyonu Küresel Sıkılaşma Döngüsünün Sona Yakınlaştığını Gösterirken Bitcoin 30 Bin Dolar Sabitini Koruyor