Yazarlar
Ekim 2020'de tesadüfen tanışıp içine girdiği blokzincir ekosisteminin sosyal taraflarına tutkuyla bağlı Zeynep Ecenaz Altınok, iki yıllık blokzincir kariyerinde hep kreatif alanlarda yer aldı. Geçmişte algoritmik trade, Web3 odaklı topluluk merkezi, Web3 pazarlama ajansı ve GameFi gibi blokzincir teknolojisinin farklı alanlarında pazarlama departmanında çalıştı. Şu anda CoinTR borsasının Türkiye pazarlama uzmanı olarak görev yapıyor. Aynı zamanda kadınların Web3 alanındaki görünürlüklerine ve dayanışmalarına odaklanan SheFi isimli bir DAO'nun ve FemMarketing Web3 isimli Web3 alanında çalışan kadın pazarlamacıların yer aldığı bir topluluğun aktif üyesidir. Boğaziçi Üniversitesi Blok Zinciri Topluluğu'nun çekirdek ekip üyelerindendir ve aynı zamanda PR komitesinin koordinatörlüğünü yapmaktadır.
Twitter'da Takip Et: @zecenazaltinok
Blokzincir teknolojisi hayatımıza girdiği günden beri gelenekselleşmiş dünyanın birçok sorununa inovatif çözümler getirmesiyle günden güne yayılan ve tercih edilen bir yeniliği temsil ediyor. Bugüne kadar bankalar, veri depolama, eğitim sektörü gibi birçok alanda sürdürülebilir, şeffaf ve merkeziyetsiz modeller sunan blokzincir ile gelenekselleşmiş internet deneyimini, sosyal medya kullanımını da baştan sona değiştirecek bir altyapı yaratmak mümkün. Söz konusu altyapı ise daha önce hiç karşılaşmadığımız yollarla gerçekleştiriliyor: merkeziyetsiz, şeffaf ve demokratik.
Web2’de kullanıcıların verileri, düşünceleri veya beğenileri, daima biri/birileri tarafından yönetildi ve yönlendirildi. Karmaşık şifrelerden oluşturduğumuz hesaplarımızın yöneticileri ise aslında hiçbir zaman biz olmadık.
Yıllardır hayatımızda olan Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya uygulamalarının sizi bir süre sonra nasıl “ne kadar iyi tanıdığını”, verilerinizi nasıl sakladığını, etkileşime girdiğiniz kişileri/gönderileri nasıl analiz ettiğini hiç merak ettiniz mi? Etseydiniz de muhtemelen cevabını bilemeyecektiniz. Zira şirketler kendileri için saklayıp sattıkları hiçbir bilgiyi şeffaf bir şekilde paylaşmadı. Bir YouTube içerik üreticisi olarak gerçekten izlenme başına ne kadar kazandığımızı, reklam veren olarak yatırdığımız meblağların ne kadarının gerçekten hedef kitlemize ulaşabilmemiz için kullanıldığını, TikTok’un bizi nasıl bu kadar iyi tanıdığını bilemedik. Daha onlarcasına örnek verebileceğimiz tüm bu transparanlıktan uzak uygulamalar, Web2 dünyasının tekelleşmiş anlayışına dayanıyordu. Oysa blokzincir teknolojisi kullanıcı odaklı bir deneyim inşa etmek için çoktan çalışmaya başlamıştı.
Cevap aslında çok basit. En başından beri savunduğu merkeziyetsizlik, şeffaflık ve demokratiklik ilkelerini koruyarak. Bu üç kavram, geleneksel dünyanın birçok problemini çözmemize (ya da en azından iyileştirmemize) yardımcı olan üç temel nokta.
Web2 dünyasında kişilerden gelen içerikler, şirketler tarafından süzgeçten geçirilerek topluluğa sunulurken Web3’te içerikler, toplulukların birbirleriyle etkileşimleri sonucu ortaya çıkıyor, herhangi bir aracı tarafından değerlendirilmeye alınmadan sunularak kolektif bir dünyaya katılıyor.
Bu başlık aslında iki konsepti birden içeriyor: merkeziyetsizlik ve güvenlik.
2009 yılında açtığınız Facebook hesabınızda geçirdiğiniz her bir anın kaydı Meta tarafından tutuldu. Öncelikle, bu kayıtlar nasıl ve hangi koşullarda saklandı, buna dair hiçbir fikrimiz yok. Üstelik, bu kayıtların ve kişisel bilgilerin çeşitli şirketlere ve kurumlara satıldığına dair geçmişte onlarca davaya şahit olduk (bkz: Cambridge Analytic & Facebook veri ihlali davası).
Blokzinciri teknolojisinde ise kendi fikri mülkiyetinizin ve kimliğinizin tek sahibi olabilirsiniz. Şifrelenmiş bilgilerinize yalnızca sizin izin verdiğiniz ölçüde, sizin izin verdiğiniz kişilerin erişimi olduğunda, bilgilerinizin çalınmasından ve kötü niyetle kullanılmasından duyacağınız kaygı muhtemelen oldukça düşerdi.
Bir başka açıdan bakarsak da 2009 yılından beri kaydettiğiniz tüm anlar bir şekilde hesabınıza erişiminizi kaybetmenizle yok olabilir. Şirketler size bu anları geri vermeyebilir, sizin hesabın gerçek sahibi olduğunuza inanmayabilir. Ya da aynı çatı şirkete bağlı olsalar da Instagram ve Facebook profillerimiz birbirinden bağımsız platformlardır (aynı anda aynı gönderileri ve hikayeleri paylaşabilmek, benzer altyapıyla çalıştıkları anlamına gelmiyor.)
Oysa ağ üzerinde gerçekleştirdiğimiz hiçbir işlemin yok olmadığı bir dünyada durum tamamen farklı. Örneğin, son aylarda adı bir hayli duyulan Lens Protocol, merkeziyetsiz sosyal medya uygulamaları geliştirilebilmesi için tasarlanan bir altyapı. Lens teknolojisi üzerinde kimliğinizi doğruladığınızda, o veri tabanı üzerinde bir kimliğe (ID) sahip oluyorsunuz. Birçoğunuz “adosyad.lens” isimlerini görmüştür. Bu, Lens Protocol’deki varlığınızı temsil eden bir “kullanıcı adı.” Şimdi, söz konusu protokol üzerinde geliştirilen farklı iki uygulama hayal edin. İçlerinden birini kullanmayı bıraksanız dahi o uygulamada gerçekleştirdiğiniz hareketler silinmiyor, blokzincir üzerindeki varlığınız ve anılarınız saklanmaya devam ediyor. Böylece hesabınız birden kapatılsa bile hiçbir hatıranızı kaybetmiyorsunuz ve bir ekosistem içerisinde, gerçekten birbiriyle entegre çalışan platformlar arasında vakit geçirebiliyorsunuz. Protokol üzerinde birini takip ettiğiniz zaman o kişiyi farklı Lens uygulamaları üzerinde de takip ediyor; tabiri caizse Lens’in Instagram’ında, Lens’in Facebook’undaki hareketlerinizi de görebiliyorsunuz.
Kendimizi özgürce ifade etmeyi istediğimiz sosyal medya platformlarında dahi parmaklarımızın kelepçelenmesi ne yazık ki yeni bir durum değil. Web3’ün buna çözümü ise kolektif olmaktan geliyor.
Twitter’ın Elon Musk tarafından satın alınmasıyla yaşanan kaosu hatırlayın. Birçoğumuzun aklında “ifade özgürlüğümüzün” engellenip engellenmeyeceği gelmişti. Bu, aslında Elon Musk’la ibaret olmayan, geleneksel dünyadaki sansür mekanizmasının merkezi yönetilmesinden meydana gelen bir sorun.
Oysa bir sosyal medya uygulamasının sansür mekanizmasının topluluğun ortak kararıyla şekillendiği bir dünyada, kendinizi ifade etmekten kaçınmayacağınız toplulukla birlikte içerik üretmek, yaratıcılığınızı ve özgüveninizi en çok kullanabileceğiniz alanları oluştururdu.
Blokzincir ile sevdiğiniz internet profillerine kolayca destek olabileceğinizi ve ne kadar kazandıklarını transparan bir şekilde görebileceğinizi hiç fark ettiniz mi?
Ya da şunu soralım, sizce YouTube’ta severek takip ettiğiniz içerik üreticileri, sizlerden kazandıkları (ve nasıl kazandıklarını bilmediğimiz) gelire ne kadar şeffaf bir şekilde erişiyordur? Bunu yalnızca şirketler üzerinden düşünmek de hatalı bir tutum olur. En sevdiğiniz Youtuber, ekip arkadaşı olan kameramana gerçekten hak ettiği kazancı veriyor mudur? Ya da diğer prodüksiyon çalışanları, oyuncular yahut yapımcılar kadar yüksek meblağlar kazanıyor mudur? Tüm bu soruların cevapları için birileriyle “güven ilişkisi” kurmamıza gerek yok. Blokzincir üzerinde bir video izleme uygulaması hayal edin. Her bir tekil izlenme, beğeni, paylaşım, yorum ve abonelik hareketlerinin içerik üreticiye ne kadar kazandırdığını şeffafça görebildiğimiz bir tokenmetriği ve kodu olsun. Aynı zamanda kanalların ve ekiplerin de cüzdan adreslerini görebilelim ve bir kameramanın video gelirinden ne kadarlık bir pay aldığını öğrenebilelim. Bu yolla, emek hırsızlığının ve aracı kurumların haksız gelir kazançlarının önüne geçebiliriz. Dahası, bu kişilere blokzincir üzerinden doğrudan bağış yapabilir ve gerçekten desteklendiklerini onlara gösterebiliyor olurduk. Her ne kadar Twitter’da cüzdan adreslerimizi profilimize ekleyebilsek de bu özelliğin blokzincir ile entegrasyonu şu anda yok. “Hakkımda” kısmınıza cüzdan adresinizi yazmanızdan farkı yok kısacası. Oysa zincir üzerindeki merkeziyetsiz uygulamalarda bu desteği doğrudan ve kolayca sağlayabilirdik. Üstelik bu özellik yalnızca içerik üreticileri için değil aslında “crowdfunding” adı verilen kitlesel fonlama için de oldukça kolaylaştırabilirdi. Sokak hayvanları için gerçekten de şeffaf bir şekilde yardım sağlayan bir kuruluş hayal edin. Bu kuruluşun tüm adımlarını blokzincirde takip edebilseydiniz, karşı tarafa daha fazla güvenebilirdiniz. Bir de bu kuruluşlara tek bir hashtag ile destek olabildiğinizi düşünün. Tek bir hashtag kullanarak hem kitlesel bir çağrı yapabilir hem de kuruluşa destek olabilirdiniz. İşte tüm bunlar merkeziyetsiz bir sosyal medyanın ürünleri.
Gerçekten kodun kural olduğuna, çok sesliliğin ve kolektif hareket edebilmenin hayatımızı değiştirebileceğine ve şeffaflığı ön planda tuttuğumuzda birlikte çok daha güçlü işler çıkartabileceğimizi inandığımız noktada, Web3’ün kullanım alanlarının ne kadar genişlediğini ve hayal bile edemeyiz. Sosyal medya ise bu alanların yalnızca biri. Belki de en önemlilerinden biri. Gelenekselleşmiş dünyanın ihlal ettiği ifade özgürlükleri, gizlilik hakları, kolektifleşmek yerine bireyselleştirmeye yönelik tüm uygulamalarına karşı blokzincir, topluluğun yön verdiği ve birlikte şeffaf bir şekilde inşa ettiği yarınlar kurmak için merkeziyetsiz interneti, merkeziyetsiz sosyal medyayı geliştiriyor.
Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun
E-Bültenimize abone olarak kişisel verileri koruma politikamızı onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Ekim 2020'de tesadüfen tanışıp içine girdiği blokzincir ekosisteminin sosyal taraflarına tutkuyla bağlı Zeynep Ecenaz Altınok, iki yıllık blokzincir kariyerinde hep kreatif alanlarda yer aldı. Geçmişte algoritmik trade, Web3 odaklı topluluk merkezi, Web3 pazarlama ajansı ve GameFi gibi blokzincir teknolojisinin farklı alanlarında pazarlama departmanında çalıştı. Şu anda CoinTR borsasının Türkiye pazarlama uzmanı olarak görev yapıyor. Aynı zamanda kadınların Web3 alanındaki görünürlüklerine ve dayanışmalarına odaklanan SheFi isimli bir DAO'nun ve FemMarketing Web3 isimli Web3 alanında çalışan kadın pazarlamacıların yer aldığı bir topluluğun aktif üyesidir. Boğaziçi Üniversitesi Blok Zinciri Topluluğu'nun çekirdek ekip üyelerindendir ve aynı zamanda PR komitesinin koordinatörlüğünü yapmaktadır.
Twitter'da Takip Et: @zecenazaltinok
Ekim 2020'de tesadüfen tanışıp içine girdiği blokzincir ekosisteminin sosyal taraflarına tutkuyla bağlı Zeynep Ecenaz Altınok, iki yıllık blokzincir kariyerinde hep kreatif alanlarda yer aldı. Geçmişte algoritmik trade, Web3 odaklı topluluk merkezi, Web3 pazarlama ajansı ve GameFi gibi blokzincir teknolojisinin farklı alanlarında pazarlama departmanında çalıştı. Şu anda CoinTR borsasının Türkiye pazarlama uzmanı olarak görev yapıyor. Aynı zamanda kadınların Web3 alanındaki görünürlüklerine ve dayanışmalarına odaklanan SheFi isimli bir DAO'nun ve FemMarketing Web3 isimli Web3 alanında çalışan kadın pazarlamacıların yer aldığı bir topluluğun aktif üyesidir. Boğaziçi Üniversitesi Blok Zinciri Topluluğu'nun çekirdek ekip üyelerindendir ve aynı zamanda PR komitesinin koordinatörlüğünü yapmaktadır.
Twitter'da Takip Et: @zecenazaltinok
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk