Yazarlar
Yazar
Buyrun bakalım bu hikaye tanıdık geliyor mu? Çok büyük yeni bir piyasa faaliyete geçer, hemen ardından bunu bir yatırım ve kredi patlaması takip eder. Spekülatif bir fazlalığın yanı sıra gerçek zenginlik de yaratılır. Her yer piyasa katılımcılarına kredi vermek isteyen bankalarla dolup taşar.
Yeni finansal araçlar oluşturulur. Ticaret firmaları bu araçları marjin işlemler üzerinden alıp-satmaya başlar. Devasa bir firma, kredi sağlayıcılarının zarar etmesine neden olacak şekilde bir dizi kaldıraçlı işlemle birlikte batar ve firmanın ana ortakları ülkeden kaçar. Hemen ardından, likidite krizine ve mevduatların çekilmesine yönelik yoğun taleplere yol açan bir kriz patlak verir. Büyük kredi kuruluşları iflas eder ve kredi hacmi hızla daralmaya başlar.
1772 -1773 kredi krizi
Hikaye 2022'deki kripto piyasasına mı benziyor? Aslında 1772 -73 yıllarındaki Avrupa kredi krizini de anlatıyor. Bu spesifik bankacılık krizi, 18. yüzyılın az bilinen krizlerinden biri. 1763 Paris Antlaşması'nın Fransız-Hint Savaşı'nı sona erdirmesinin ardından Büyük Britanya, Kuzey Amerika'daki topraklar üzerinde kalıcı bir hak kazandı. Bu durum, söz konusu yeni yerlere yatırım yapmayı güvenli hale getirirken Avrupa'daki bankacılar olayı heyecanla karşıladı.
İlk yerleşimciler krediye ihtiyaç duyuyor, İngiliz tüccarlar mallarını daha fazla pazarda satmak istiyordu. Londra ve Avrupa'daki tacirler arasında spekülatif bir coşku yaşanırken, bir kredi patlaması ortaya çıktı. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'ndeki hisseler, 1772'de tacirlerin işlem yaparken marjin üzerinde yoğunlaşmalarından dolayı hızlı bir şekilde yükseldi.
1772'nin ortalarında, Londra bankası Neale, James, Fordyce ve Downe'un Doğu Hindistan Şirketi hisselerini kaldıraçlı şekilde açığa satarak (short işlem açarak) iflas etmeleriyle birlikte olaylar artık dönüm noktasına ulaştı. Şirketin ana kredi sağlayıcıları arasında "Ayr Bank" olarak da bilinen İskoç bankası "Douglas Heron & Co." da yer alıyordu. İskoçya, o dönemde laissez-faire veya konuşma dilindeki karlılığıyla “serbest” bir bankacılık dönemi yaşıyor, büyük ölçüde kontrolsüz olan genç bankalar norm olarak kabul görüyordu. Ayr Bankası, bu tarihten yalnızca üç yıl önce İskoçya'daki büyük toprak sahibi aileler tarafından kurulmuş ve bir tür özel İskoç merkez bankası olarak hizmet vermeyi amaçlıyordu.
Ayr, hissedarlarının arsalarıyla güvence altına alınmış mevduatlara sahip tam mükellef bir kurumdu. Kısa faaliyet süresi boyunca, İskoçya'nın en büyük bankalarından biri haline gelerek büyük bir hevesle kredi verdi, para bastı. Yakın iştiraklere rahat koşullarla kredi verme konusunda namı vardı. Fordyce Bankası kaldıraçla iflas ederken, Ayr Bankasını da beraberinde dibe çekti. Fordyce'in kendisi Fransa'ya kaçtı. Daha sonra Fordyce'in, kayıplarını müşteri fonlarıyla geçici olarak karşıladığı ortaya çıktı.
Bu gelişmeleri takip eden haftalarda Londra, Edinburgh ve Amsterdam'ı vuran ve düzinelerce finans kurumunu dize getiren bir kredi krizi yaşandı. Kredi anlaşmaları donduruldu. Ayr Bank'a gelince, tasfiyesi onlarca yıl sürdü ve İskoçya'daki en büyük toprak sahibi ailelerin bazılarını mahvetti. İskoçlara ait toprakların önemli bir kısmı, mevduat sahiplerinin zararını tazmin için satıldı.
Alınan dersler
Yaşanan krizin ardından İskoçya, serbest bankacılık sistemini herhâlde gözden geçirmiştir diye düşünebilirsiniz. Tam aksine. Ayr Bankası, 1714'ten 1844'e kadar süren ve bir istikrar modeli olan merkezi yönetimden neredeyse bağımsız İskoç serbest bankacılık döneminin en büyük başarısızlığı olarak hatırlanıyor. Diğer İskoç bankaları, temel rezervler için Ayr'nin bastığı paraları itfa edebilmeleri sebebiyle kriz boyunca oldukça iyi iş çıkardılar. Ayr'in çöküşünden çıkarılan dersler –o zamanlar Adam Smith'ten başkası tarafından kayda alınmamıştı– piyasa tarafından başarılı bir şekilde içselleştirildi.
“Bitcoincilerin kredi sağlayıcı kuruluşlara saldırması kendi çıkarlarını baltalıyor”
Bugün Bitcoinciler, kripto endüstrisinde yaşanan kredi çöküşüne bıyık altından gülüyorlar. Daha önce yazdığım gibi, birkaç yüksek profilli Bitcoinci “RIP Celsius. Long Live Bitcoin” (Elveda Celsius. Çok Yaşa Bitcoin.) adlı bir twitter platformunda toplanıyorlar. Açık olmak gerekirse, Celsius Network'ün hiçbir zaman destekçisi olmadım ve uzun zamandır tarzına şüpheyle yaklaşıyorum. Ancak bu kuruluşun ve benzerlerinin birçoğunun başarısızlığı, kredi sektöründeki yeni sermaye konsolidasyonuyla birlikte, kripto kredisi olgusunu saf dışı bırakmıyor. Bu durum sadece, sektörün canlanmış, reforme edilmiş ve daha ihtiyatlı yönetilecek bir şekilde yeniden aramıza dönmesini sağlayacak.
Bitcoincilerin kredi sağlayıcı kuruluşlara saldırmaları kendi çıkarlarını baltalıyor. Bitcoinin maksimalist doktrinine bağlı birçok kişi krediye karşı ilginç bir küçümseme hali sergilemeye devam ediyor. İdealize edilmiş "tam rezervli bankacılık" serbest piyasa koşullarında neredeyse hiç ortaya çıkmasa da bunlar genellikle, kısmi rezerv bankacılığının "dolandırıcılık" olduğunu öne süren bir Rothbardian idealini takip ediyorlar.
Tamamen serbest ve piyasalara dayanan bir sistem olan İskoç “serbest bankacılık” döneminde, rezerv oranları genellikle %2 ila %5 arasında değişiyor ve sistem sorunsuz şekilde çalışıyordu.
"Tam rezervli" bankalar kredi veremez veya vade dönüşümü yapamazlar, bu sebeple hiçbir zaman tam anlamıyla "banka" olarak tanımlanamazlar. Kredisiz bir dünya iç karartıcıdır. Sorumlu bir şekilde verilmiş krediler ise medeniyetin temel taşıdır. Tasarrufları serbest bırakır ve işlemesi için parayı ekonominin üretken alanlarına kanalize eder. Kredisiz bir dünya kısır ve durgundur.
Bitcoin maksimalistleri
Bu kredi karşıtı haçlı ittifakını uydurduğumu düşünüyorsanız, kendini maksimalist olarak tanımlayan Stephan Livera'nın "Bitcoin maksimalistleri gerçekte neye inanıyor?" başlıklı yazısını okuyun:
Uygulamada, tanıdığım çoğu maksimalist parasal olmayan kullanımlarla ilgilenmiyor, daha çok Bitcoin'in diğer tüm çöp “kripto paralardan” farklı olduğunu göstermekle meşguller. Böyle zamanlarda, birçok kripto kredi sağlayıcı kuruluşun para çekim işlemlerini durdurması (Celsius, Vauld, Voyager), Amerikan İflas Kanunu Bölüm 11 kapsamında iflas başvurusunda bulunması (Voyager) veya kurtarma anlaşmaları yapmasıyla (BlockFi, Voyager) birlikte, maksimalistlerin haklı olduğunu söylemek için güçlü bir neden ortaya çıkıyor.
Peki gerçekten öyleler mi? Onların zafer için şartı "bir kripto varlığına istinaden bir daha asla kredi verilmeyecek" şeklinde ise, aslında bir kaybı kabullenmiş oluyorlar. Evet, kredi sektörü darbe aldı, ama kesinlikle var olmaya devam edecek. Özgür ve kapitalist girişimin doğasının bir yönünü fırsatlar ve düşük sermaye maliyeti arzusu, diğer yönünü ise kazanma arzusu oluşturuyor ve bu dürtü asla yok olmayacak. Görünüşte serbest piyasaya inanan Bitcoinciler bunun mutlak anlamda para piyasasını da kapsadığını kabul etmeliler.
Rothbardian görüşünü benimseyen Bitcoinciler, tam serbest piyasa koşullarıyla “kısmi rezerv” kredisinin verildiği söylenen geçmiş zamanları, devlet müdahalesi olmamasıyla bir araya getiremezler. Tarih boyunca müşteriler, madeni para taşımak yerine kağıt paraları tercih ettiler. İşletmeler ve bireyler fırsatlar talep ediyor, bankalar da bu imkanı sağlamaktan mutluluk duyuyor.
En radikal serbest koşullarda bile, devlet etkisi olmadan, “tam rezerv” bankacılık doğal bir şekilde ortaya çıkmaz. Sadece 18. ve 19. yüzyıllardaki İskoçya, İsviçre, İsveç veya Kanada'daki serbest bankacılık rejimlerine bakın.
Krediyi savunurken
2020'de kripto kredisi yaratılmasını savunmak amacıyla CoinDesk'te şunları yazmıştım:
"Kripto sektöründeki kredi durumu kesinlikle mükemmel değil. Bu mevduat kuruluşlarından çok sayıda başarısızlık bekliyorum. Ancak her başarısızlıkla birlikte, mevduat sahipleri dikkat ve tedbir erdemlerinin değerini anlayacak ve bu kuruluşları daha dikkatli şekilde incelemeye başlayacak. Ve her başarısızlık, aslında finans kuruluşlarının devlet devreye girmeden başarısız olabileceklerinin de ispatı. Bu acı verici dersler sektörün şeffaflığı, mevduat güvencelerini ve rezerv oranları bakımından en iyi uygulamaları benimsemesini gerektirecek. Sektör, krediyi desteklemek ve fazla risk almaktan kaçınmak amacıyla benimsenen babacan tutumu terk etmesi halinde olumsuz geri bildirimlerden faydalanabilir."
Evet, işte bu noktadayız. İlk gerçek sistemik kredi krizimizi tecrübe ediyoruz. Neredeyse etkilenmeyen kredi sağlayıcısı kalmadı. Hükümet düzeyinde kurtarma paketleri (Bitcoincilerin alaycı şekilde bahsettiği “kurtarma paketleri” basitçe sıkıntılı özel piyasa varlık işlemleridir ve her piyasa için normaldir) ve devlet müdahalesi yok, yine de kredi piyasaları buralardan toparlanacak.
Toz bulutu henüz dağılmadı, ancak daha sağlam bir kredi sistemi oluşturmak için gerekli araçlara halihazırda sahibiz. Aslında Bitcoin, bankaların üzerine kurulabileceği mükemmel bir teminat çeşidi. Kriptografik olarak denetlenebilen, ucuz fiziksel teslimat imkanı veren ve dijital hamiline bir araç olan Bitcoin, teminat çeşidi olarak altından büyük ölçüde daha iyi bir performans gösterir. Altınla ilgili sorun, piyasaya çıkarılmasının maliyetli olmasından kaynaklanıyor. Yani altın, "duvarlarla örülü bahçelerde" tutuluyor ve tüketiciler altın yatırımlarını pek de sık bozmak istemiyorlar. Bundan dolayı altına dayalı sistem, mevduat sahipleri yerine bankacılık kuruluşlarını güçlendiriyor.
Şeffaf olmayan bir piyasa
Kripto kredi piyasalarının 1.0 sürümü ile ilgili sorun, sistemin şeffaf olmaması, yapay DeFi (merkeziyetsiz finans) getirisine bağımlılığı (ben ve Allen Farrington'ın daha önce yazdığı gibi) ve yaşayan bellekteki en gevşek finansal koşulların kolaylaştırdığı genel bir gizli dolandırıcılık eğilimiyle ilgiliydi.
Bu net bir şekilde geliştirilebilir. Hibrit CeFi/DeFi kredi piyasaları mevcut CeFi (merkezi finans) modeline kıyasla büyük bir iyileşme göstererek, teminatlı ve tamamen şeffaf bir şekilde kredi veriyor.
Gerek tüketiciler gerek düzenleyiciler aynı oranda şeffaflıkta ısrar edecekler. Oluşturulan DeFi altyapısı bunu sağlamaya hazır. Rezerv ispatlarıyla (proofs-of-reserve) bu anlamda denemeler yapan kredi sağlayıcıları görüyoruz. Bu kesinlikle rafine edilecek ve genişletilecek. Sigortalama standartları sıkılaştırılıyor. Kripto varlıklarla gerçekleştirilmesi muhtemel banka işlemlerinin hızına duyarlı müstakbel kredi sağlayıcıları, daha ihtiyatlı likidite ve rezerv oranlarını devam ettirmek zorunda kalacak.
Bitcoincilerin "anahtarlar (kontrol) sizin değilse coinler de sizin değil" doktrini de bu bağlamda ironik. Eğer Bitcoinciler, Bitcoini gözetimsiz şekilde kullanmak amacıyla daha iyi araçlar oluşturmak için daha fazla zaman harcasalardı ya tam öz gözetim ya tam gözetimli aracılık şeklinde bir yanlış ikiliğe maruz kalmayacaklardı.
Ara modeller mümkün: Mavi çip DeFi protokollerini kullanmış olan herkes, finansal inovasyonu ve öz gözetimli güvenlik yönetimini uyumlu hale getirebileceğinizi bilir.
İronik bir şekilde, kullanıcıların coinlerini doğrudan zincir-içinde (on-chain) tahsis etmek amacıyla borsalardan çekmelerine neden olan DeFi'nin ortaya çıkışı, Bitcoin vaizlerinin bireysel öz-gözetim için şimdiye kadar yaptığından çok daha fazlasını yaptı. Bitcoin için yaygın olarak kullanılan eşdeğer bir cüzdan yokken, on milyonlarca kişi, DeFi uygulamalarının birlikte kullanılmadığı MetaMask cüzdanını kullanıyor.
Daha iyi yönetilen bir kredi sektörüyle ilgilenen maksimalistler, kripto kredi sağlayıcılarının sebep olduğu tehlikeler hakkında birbirlerine sızlanarak hiçbir şey elde edemeyecek. Eğer onlar için her şey bir aldatmacaysa, uyarıları hiçbir bilgi içermiyordur. Kredi veya kazanç talebini ortadan kaldıramazlar ve girişimciler bu ihtiyacı karşılamak için her zaman orada olacaklar.
Bunun yerine, Bitcoin'i üstün teminat niteliklerine sahip neo-altın olarak kullanarak ve makul sigorta standartları belirleyerek kendi finansal kuruluşlarını faaliyete geçirmeliler. Kredi yaratmayı, Bitcoinin başarısını dışlayan bir kavram olarak görmek hata. Aksine geleceği buna bağlı.
Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun
E-Bültenimize abone olarak kişisel verileri koruma politikamızı onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Yazar
Yazar
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk