Türkiye’de kripto parayı konuşmaya başlayalı epey oluyor. NFT’yi yeni yeni konuşuyoruz, kimi bilgi eksiklikleriyle, hâlâ anlamlandırmaya çalışarak. Ama biz daha bunu enikonu konuşamamışken Metaverse geliyor. Teknoloji bizi beklemiyor. 

Türkiye kripto paraları görece hızlı benimsedi. Bunu hem kripto para yatırımı yapan kişi sayısından hem de Türkiye’de faaliyet gösteren borsaların hacminden anlayabiliyoruz.

Hâlâ alınması gereken yol olsa da bu konudaki finansal teknolojik gelişmelere adapte olduk. Öte yandan bilgi kaynakları çoğaldı, haber platformları arttı. Örneğin, rüştünü ispat etmiş, güvenilir bir kaynak olarak Coindesk’in artık Türkiye’de de okurla buluşması da çok önemli gelişmelerden biri.  

Biz blokzinciri daha ziyade kripto paralar üzerinden tanıdık. Ancak bu teknoloji bundan çok daha fazlasına işaret ediyor. Başta Bitcoin olmak üzere kripto paraların hayatımıza bu kadar girmesinin temel sebebi ise aslında fiyatlama değil çünkü herhangi bir araç değer saklama birimi olarak kullanılabilir, serbest piyasada bir değer kazanabilir. 

Kripto para birimlerini ayıransa şuydu: Sağladığı finansal özgürlük, merkeziyetsizlik, yarattığı teknolojik güven. Bunlar olduğu için kripto paralar gündem haline gelen fiyatlara ve hacimlere ulaştı. 

Ama blokzincirle ilgili işimiz kripto paralarla bitmedi. Kripto paralara dair yapılanlar bu alanın sağlayabileceklerine hâkim olmak için yetmiyor. Başka pek çok şeyle beraber, şimdi blokzincirin bir diğer ürünü NFT’ler hayatımıza girmeye başladı. 

Münferit alışveriş tek başına ekonomi anlamına gelmez

Peki biz bu alanda en çok neyi konuşuyoruz? Genellikle yüksek rakamlı satışları. 

Ancak unutmamak gerekiyor, münferit alışverişler bir ekonomi yaratmak için yeterli değildir. Sürdürülebilirlik felsefe, teknolojiyle ve finansla mümkündür. 

Tüm “parıltılı” haberler bir yana, NFT neler sağlıyor?

Öncelikle, dijitalleşmeyle beraber biraz daha yara alan “orijinallik” kavramını tekrar kuvvetlendiriyor. Fiziki eserlerde asıl ürünün (sadece paha da değil) kıymetiyle, kopyalanmış olanın kıymeti aynı değildir. İşte bu artık dijital eserlerde de mümkün hale geliyor. Bunun mümkün olması özellikle sanatçılar ve markalar için yepyeni ekonomik modeller kurulması demek.

Ayrıca sanat dünyasının temel sorunlarından biri olan telif ve sahiplik konusuna teknolojik bir çözüm sunuyor. Dijital ürününüzü blokzincire kaydedersiniz ve bu sonsuza dek değiştirilmeden kalır. Siz devretmedikçe sahipliği de telifi de sizindir. 

Öte yandan sanatçı ile sanatseverin etkileşimi için çoğu zaman sayısız aracı gerekir. NFT buna da bir alternatif yaratıyor. Bir sanatçı eserini üretip kendi başına NFT’leştirebilir ve sanatsever bu esere doğrudan sahip olabilir. Sanatçı esere ayrıcalıklar sağlamışsa sanatçı-sanatsever bağı daha da kuvvetlenir. Üstelik bir kullanıcı için NFT, yatırım aracı işlevi de görebilir.

Sadece fiyatlama konuşmak kısıtlı bir yaklaşım 

Bu alanın felsefesini anlamak, teknolojisine katkı sağlamak, doğru iletişim stratejileriyle yol almak avantajlardan faydalanmanın tek işlevsel yolu.

Israrla sadece kârlılığı konuşmamak gerektiğini söylememin nedeni bu. Sadece ticareti değil, ekosistemi konuşmamız gerekiyor. Bu da paydaşların sorumluluk almasıyla mümkün olacak. 

Süreçleri tasarlarken, hatta kripto paralar ve NFT dünyası için pazarlama iletişimi planlaması yaparken de bu sorumlulukla hareket edilmesi gerekiyor. 

Doğru bilgi vermenin, sanatçılara, kullanıcılara ısrarla bu vizyonu ve avantajları anlatmanın karşılığı kısa süreli kazanç beklentisinden çok daha fazlasını vadediyor. 

Çünkü iletişimi “olası kazanç” üzerine kurmak kısa vadede bir fayda yaratabilir. Ancak bu uzun ömürlü olamaz. 

Uzun ömürlü ve anlamlı iletişimde dikkat edilmesi gerekenler

Peki, kripto paralar ve NFT dünyasında uzun ömürlü ve anlamlı iletişimde nelere dikkat etmeli?

Bu konuyu madde madde özetleyecek olursak…

• Yatırımcıların ve bu yeni dünyayı takip eden kişilerin sadece Telegram, Discord veya Twitter platformlarında olmadığını, dijital ekosistemin her mecrasında zaman geçirdiğini düşünerek iletişim planı yapılmalı.
• Sosyal medya, web siteleri ve arama motorlarının birlikte çalıştığı bir çapraz mecra kullanımını planlamalı ve bunun bir pazarlama ve satış faaliyeti değil, topluluk yönetimi olduğu net bir şekilde kabullenilmeli.
• İletişimin 7 gün 24 saat süren fakat günün farklı zamanlarında, farklı ilgi alanlarındaki kullanıcılara farklı içeriklerle ulaşmayı düşünerek iletişim yapılmalı. Arama motorlarında gece yarısı kripto para araması yapan biriyle, gündüz benzer aramayı yapan birinin davranışlarını düşünerek onlara özel içerikler üretilmesi ve bu içeriklerle daha küçük ama sayıca daha fazla anlamlı toplulukların yönetilmesi gerekiyor.
• Kripto para ve NFT piyasaları için artık sadece iyi fiyatlama, iyi fikir ve iyi tasarım değil; ürün ve hizmetin yanında yatırımcıya anlatılan hikâye, yaşatılan iletişim deneyimi, güven unsuru ve fark yaratan değerler zinciri de önem kazanmaya başladı. Kripto paralar ve NFT’ler artık sadece fiyatlardan, rakamlardan değil, nitelikli algılardan da oluşuyor.
• Yatırımcıların ve ekosisteme dahil olan kişilerin kripto para ve NFT’ler için yazdığı yorumlar, blog yazıları, videolar, canlı yayınlar diğer kişiler tarafından referans kabul edilmeye başlandı ve asıl dijital rekabet böyle şekillenmeye devam ediyor.

Bu noktada kripto para ve NFT arz eden ya da yatırımcı olan kişilerin kendisine sorması gereken en önemli sorunun şu olduğunu düşünüyorum: 

“Biz sadece popüler söylemlerin, influencer’ların ve bedava dağıtılan coin, NFT gibi kampanyaların arkasından mı gidiyoruz; yoksa gerçek anlam, fayda ve hikâyesi kuvvetli, uzun vadeli bir gelecek yolculuğuna mı çıkıyoruz?”

Bu konuda yatırımcı da olsak, arz eden tarafta da olsak acele etmemeliyiz evet, ama hızlı olmalıyız. 

Çünkü biz bu konuda doğru noktalara temas etme konusunda karmaşa yaşarken zaman ve teknoloji bizi beklemiyor.