Yazarlar
Elizabeth M. Renieris, veri yönetişimi ve yeni ve gelişmekte lan teknolojilerin insan haklarına etkilerini araştıran bir hukukçudur. Yeni kitabı "Beyond Data" MIT Press tarafındna yayımlanmıştır.
Duygu denetimi ve etki analizi teknolojileri, nöroteknolojiler ve XR gibi yeni ve gelişmiş teknolojiler hiç şüphesiz ki ciddi mahremiyet kaygılarını da beraberinde getiriyorlar. Teknolojilere yeni katmanlar eklendikçe kişisel alanımıza daha fazla girilmesi ve özel hayatımız ve benliğimize dair sınırların erimesi de söz konusu oluyor.
Üstüne üstlük bu etkinliklerin dijital bilgiye dönüştürülmesi veri korumaya dair geleneksel ve yeni nesil kaygıların oluşmasına neden oluyor. Üstelik bu durum mevcut yasaların kişisel veri konusunda sıkı olmasına ve bireysel bazda tanımlamaları gerektirmesine rağmen kendini gösteriyor. Her ne kadar mevcut düzenlemeler mahremiyeti kişisel bir kaygı olarak değerlendirseler de yeni ve gelişmekte olan teknolojiler bireyleri, gruplar ve toplumun bütünü üzerinde önemli etkiler oluşturabiliyorlar.
Genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojileri bu mahremiyet kaygılarının hem bireysel hem de topluluğa dair oluşabileceğinin görüldüğü bir alan. XR teknolojiler, fiziksel ve dijital dünyaları bir araya getirebilmek için biyometrik belirleyici özelliklere dair veriler toplama ve kullanma, gerçek zamanlı mekânsal izleme ve sürekli video ve ses kaydetme gibi uygulamalardan yararlanarak detaylı, canlı haritalar ve mekânsal modeller oluşturabiliyorlar.
XR cihazları, bu teknolojiyi kullanan bir birey gözünden bakıldığında bir kişinin ses ve ses tonu, irisi, gözbebeği hareketleri ve diğer vücut jestleri gibi verileri toplayabiliyor. Bu da mahremiyet ve güvenlik sıkıntıları oluşmasına neden oluyor.
Bu uygulamalar bireyleri yakından izleyebildiği için de kişisel mahremiyet ve güvenlik sıkıntıları oluşturabiliyor.
XR gözlüklerini giymek ve benzeri zorunluluklar nedeniyle oluşabilecek mahremiyet risklerinin dışında bu teknolojilerin kullanıcısı olmayan ama kullananlarla etkileşime girenler için de bazı riskler söz konusu olabilir. Örneğin, sürekli” video ev ses kaydı yapan cihazlar etkileşimdeki diğer kişilerin de seslerini, görüntülerini kayıt altına alabilir.
Bu teknolojiler yüz ve ses tanıma gibi diğer teknolojilerle birlikte kullanıldığında bireylerin belirli yerlerdeki konumunu onlardan izin almadan belirleyebilir.
Şu anda bu senaryoları engelleyebilecek çok az sayıda kanun ve düzenleme söz konusu. Electronic Frontier Foundation’ın uyarılarında olduğu gibi “halka açık veya yarı açık alanlarda sürekli gözetim altında tutulduğumuz bir küresel panopticon” (herkesin gözetlendiği mükemmel bir hapishane) senaryosu ile karşı karşıya kalabiliriz. XR teknolojileri mahremiyete dair zorlukların bağlamsal ve bireyler arası boyutlarını da gösteren ve bu nedenle kolektif çabanın önemini vurgulayan bir örnek.
Ancak XR gibi metaverse temelli teknolojilere dair kaygılar geleneksel anlamdaki mahremiyet sıkıntılarının ötesine geçiyor. Bu teknolojiler, tanımları gereği, gerçekliği tasarlama ve değiştirme amacıyla hayata geçirildi. Yani manipülasyon ve ayrımcılık açısından güçlü teknolojilerden bahsediyoruz.
Kişiler, karşı karşıya kaldıkları gerçekliğe göre değişmekle birlikte kendi çıkarlarının aksine olacak kararlar almak, davranışlarda bulunmak üzere bilerek veya bilmeyerek ikna edilebilirler veya manipüle edilebilirler. Bu durum dijital medya ve bilgi dünyasında bilinen bir konu olmasına karşın XR ve benzeri teknolojiler bu filtreleme etkisinin boyutunu ciddi biçimde yükseltebilirler.
Bunun da ötesinde aynı fiziksel mekânda bulunan bireyler cinsiyetlerine, ırklarına, sosyoekonomik durumlarına ve diğer hassas detaylara bağlı olarak “gerçekliğin” farklı biçimlerini deneyimleyebilirler.
Bu tür yaklaşımlar sonucunda söz konusu teknolojiler kişisel otonomi, insani değerler, seçenekler ve izin gibi konularda doğrudan tehditler oluşturabilir. Bunlar düzgün işleyen demokrasilerin temel değerleridir.
Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun
E-Bültenimize abone olarak kişisel verileri koruma politikamızı onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Elizabeth M. Renieris, veri yönetişimi ve yeni ve gelişmekte lan teknolojilerin insan haklarına etkilerini araştıran bir hukukçudur. Yeni kitabı "Beyond Data" MIT Press tarafındna yayımlanmıştır.
Elizabeth M. Renieris, veri yönetişimi ve yeni ve gelişmekte lan teknolojilerin insan haklarına etkilerini araştıran bir hukukçudur. Yeni kitabı "Beyond Data" MIT Press tarafındna yayımlanmıştır.
Kripto Varlık
Sosyal Meyda Trendi
Trendleri İncele
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk