Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

Teknoloji

Öğren

Politika

DeFi

TV&Video

Podcast

Etkinlikler

Sponsorlu İçerik

Consensus Magazine

E-Bülten

Yazarlar

Devler Bile Küçük Küçük Başladı: İşbirliği ve Bitcoin'in İlk Günleri

Bu hafta yayımlanacak yeni bir araştırma makalesi, Bitcoin'in piyasaya çıkışının ilk iki yılına ilginç bir ışık tutarak, küçük bir erken dönem madenci grubunun sahtekarlık yapma fırsatları varken bile oyunu kurallara göre oynadıklarını ortaya koyuyor.

7 Haziran 2022 20:43

Güncellenme: 7 Haziran 2022 20:56

David Z. Morris

David Z. Morris, CoinDesk'in Baş Insights Köşe Yazarıdır. Fortune, Slate ve Aeon için 2013'ten beri kripto hakkında yazıyor. Bitcoin'in sosyal dinamiklerine bir giriş olan "Bitcoin Sihirlidir" kitabının yazarıdır. O, Iowa Üniversitesi'nden Medya Çalışmaları alanında doktora derecesine sahip eski bir akademik teknoloji sosyoloğudur.

Twitter'da Takip Et:

@davidzmorris

"Merkeziyetsizliğin başarısızlıkları sırasında Bitcoin'i koruyan anonim bir grup arasındaki işbirliği" başlıklı makale, ekibin "ekstranans" adı verilen bir madencilik veri akışı aracılığıyla Bitcoin etkinliğini izlemenin yeni bir yolunu keşfetmesi de dahil olmak üzere ilginç ve değerli bir çalışma ortaya koymakta. Fakat makale aynı zamanda oldukça teknik ve hassas noktalara sahip. Bitcoin güvenliği, gizliliği ve dağıtımı da dahil olmak üzere değindiği konular oldukça çetrefilli. Bu durum çalışmayı, uzman olmayanlar tarafından yanlış yorumlamaya (veya yanlış beyanlara) karşı oldukça savunmasız hale getiriyor.


Makale, Ocak 2009 ile Şubat 2011 arasındaki uzun bir süre boyunca, yeni oluşmaya başlayan Bitcoin ağındaki bir madencinin “%51 saldırısı” yapma fırsatına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Ağın madencilik gücünün (veya hash oranının) çoğunluğunu kontrol etme avantajı sayesinde bu madenci, elindeki coinleri ikiye katlayabilir ve hatta diğer kullanıcıların Bitcoinlerini alabilirdi. Ancak uzun süren bu fırsat aralığına rağmen, ilk Bitcoin madencilerinin hiçbiri zincire bu şekilde saldırmadı. Araştırmacılar, "Bunun aksine, saldırma fırsatına sahip bu kişilerin dikkat çekici bir şekilde daima işbirliği yapmayı seçtiğini görüyoruz" diye yazıyor.


Baylor College of Medicine ve Rice Üniversitesi'nden üyelerin de dahil olduğu geniş bir ekip olan araştırmacılar, çalışmanın Bitcoin hakkında belirtilen kısa ve erken dönemi aşan herhangi bir iddiada bulunmadığını vurguluyor.
 

İlk Bitcoin sahiplerinin sahtekarlık yapma şansları olduğunda bile işbirliği yaptıklarının keşfedilmesi, ilk bakışta önemsiz görünebilir. Bitcoin ilk yıllarında çok az ekonomik değere sahip veya hiç ekonomik değere sahip olmayan bir girişimdi ve muhtelif aktörlerin sistemi destekleme noktasında ona saldırmaktan daha fazla kazancı vardı.


Ancak araştırma, teknik bir sistem olarak Bitcoini sadece sınırlı bir şekilde ele alıyor. Araştırmanın birincil amacı ise, “bir grup anonim bireyin sosyal bir ikileme verdikleri tepkileri incelemektir.” Bu olayda sosyal ikilem, erken dönemlerinde saldırılara karşı savunmasız olan bir sistemin nasıl inşa edileceğiydi. Bu sorunun cevabı güven, ortak amaç ve aydınlanmış kişisel çıkarların bir karışımıydı. Ve bu yanıt, Bitcoin'in erken gelişimi ve büyümesinin gerçek hikayesine aşina iseniz belirgin bir şekilde karşınızda durmakta.
 

Bu nedenle, her ne kadar Bitcoin sisteminin daha iyi anlaşılması araştırmacıların birincil hedefi değilse de, Bitcoin'in ilk dönemleri, belirli oyun-teorisi koşulları altında insan davranışına dair faydalı bir vaka çalışması. Baylor College of Medicine'dan genom araştırmacısı ekip üyesi Dr. Erez Aiden, e-postayla gönderilen sorulara yanıt olarak CoinDesk'e "Makalenin en önemli noktası karakterize ettiğimiz insan davranışları" diyor.


Bu, ekibin büyük ölçüde matematikçiler ve bilgisayar bilimcilerinden oluşmasına rağmen, birçoğunun genom, biyoloji ve tıp alanındaki araştırma soruları üzerine çalışmalarının nedenini açıklamaya yardımcı olmakta. Nihayetinde araştırma, Bitcoin'den ziyade, çalma fırsatı varken çalmamayı seçenler de dahil olmak üzere Bitcoin'i yaratan insanların davranışlarıyla ilgileniyor.


Yine bu nedenle makale, erken dönem bitcoincilerin davranışlarını teşhis eden bir oyun- teorisi modeli kullanarak psikolojik bir deneyle sonuçlanıyor. Araştırmada katılımcılar, %51 saldırısına benzer bir şekilde birbirlerinden çalmalarına izin veren “Çıyan” adlı bir oyun oynadılar. Sekiz oyunculu bir Çıyan oyununun deneysel tekrarlarında, araştırmacılar, oyuncuların çalma fırsatı yüksek olduğunda ve diğer oyunculara karşı bilinmez olduklarında bile "yüksek düzeyde işbirliği" sergilediklerini tespit ettiler.


Bitcoinin güvenliğini teknik düzeyde anlamakla doğrudan ilgili olmasa da, bu bulgular insan doğası konusunda en azından bir nebze olsun güven verici.
 

Bitcoin düşündüğümüz kadar "mahrem" değil mi?

Kullanıcıların büyük çoğunluğu için böyle bir durum söz konusu değil - araştırmacılar da böyle bir iddiada bulunmuyor.


Araşırmacılar, on-chain Bitcoin etkinliği çalışmasıyla ilgili yeni bir "veri sızıntısı" biçimi tanımlıyorlar. Bu, bireysel madenciler tarafından kendine özgü bir şekilde üretilen ve “ekstranans” olarak bilinen bir metaveri parçası. Ancak bu yeni yöntemin oldukça sınırlı bir kullanım alanı var ve araştırmacılara göre, işlem kayıtlarının resminin çıkarılması gibi sınırlı bir alanda bile tek başına oyun değiştirici bir etken değil.


CoinDesk'e konuşan Aiden, "Yaptığımız tek şey hataya oldukça yatkın olan ekstranansa eklenti yapmak olsaydı, erken dönem Bitcoin topluluğunu yeniden inşa etmek tamamen imkansız olurdu" dedi. Makale, halihazırda zincir analizinde yaygın olarak büyük ölçüde kullanılan diğer birçok işlem bağlantı tekniği kullanıyor.
 

Dahası, ekstranans Bitcoin'in en baştaki günlerine yönelik olarak yalnızca önemli bir yeni şeffaflık sağlayacak gibi görünüyor. Bunun temel nedeni, ekstranansın büyük ölçüde spesifik olarak madenciler tarafından üretilen metaverilere dayanması. İlk bitcoinciler hem madencilik hem de cüzdan (anahtar kontrolü) işlevleri için Bitcoin kullanıcılarına bel bağlamıştı. Ayrıca, araştırma döneminin çoğunda bir ev bilgisayarında veya oyun platformunda madencilik yapmak ekonomikti. İşte bu nedenlerle, çok çeşitli ilk dönem kullanıcılar ekstranans verisi oluşturmuş olabilir.


Ancak o zamandan bu yana geçen yıllarda, madencilik neredeyse tamamen profesyonel madencilik şirketleri tarafından endüstriyel ölçekte işletilen ASIC (uygulamaya özel entegre devreler) isimli özel madencilik makinelerine taşındı. Bu arada, günümüz kullanıcıların Bitcoini piyasadan satın alma ihtimalleri, onu madencilikten elde etmeleri ihtimalinden çok daha yüksek hale geldi. Bireysel Bitcoin kullanıcılarının büyük çoğunluğu artık madencilik kapasitesi olmayan cüzdana özel yazılımlar kullanıyor, yani kendi donanımlarında asla madencilik yapmayacaklar. Bu kullanıcılar hiçbir zaman ekstranans veri oluşturmayacaklar.
 

Öte yandan, ekstranans, özellikle uzun vadede kimliklerini gizli tutmaya çalışan az sayıdaki erken dönem madenci için büyük bir tehdit oluşturabilir. Bugünün madencileri için de bazı etkiler söz konusu olabilir. Ancak yeni veriler öncelikle sınırlı bir süre içinde işlem kaydı takibi için ve çok küçük bir madenci grubu ile muhtemelen onlarla işlem yapan bazıları için kullanılabilir görünmektedir.
 

An az bu kadar önemli olan bir diğer nokta ise; ekstrananas verilerinin kullanılmaya başlanmasının, işlemleri veya cüzdanları gerçek kimliklere eşleştirmeye dair niteliksel olarak yeni bir yol teşkil etmiyor olması. Detaylı bir şekilde belirttikleri üzere, araştırmacılar, bir kullanıcının kendi Bitcoin adresini herkese açık olarak yayınlaması gibi kamuya açık paylaşımlar ve duyurular yoluyla cüzdanları gerçek kişilerle eşleştirebiliyorlar. Ekstranans verileri, internette yayınlanan bu bilgilerle bağlantıları izleme yeteneğini artırabilir, ancak gerçek kimlikleri Bitcoin adreslerine bağlamak için yeni bir yol oluşturmuyor.


Aiden, CoinDesk'in bu husustaki sorularını oldukça açık ve net dille yanıtladı. "Yararlandığımız tüm veri sızıntısı biçimlerini, Bitcoin'in piyasaya sürülmesinden sonraki 25 aylık süreyi anlama arzumuz sayesinde araştırdık" dedi. “Şimdi, açıkça görülüyor ki Bitcoin 2011'den bu yana kapsamlı değişiklikler geçirdi!" Bu nedenle, veri sızıntısı biçimlerinin bazıları artık daha az ve bazıları ise artık daha çok işe yarayabilir. "Ekstranans bugün muhtemelen daha az etkili olacak."


Araştırma, Bitcoin gizliliği hakkında kapsamlı çıkarımlarda bulunmayı amaçlamıyordu. Ve öyle çıkarımlarda da bulunmuyor zaten.



Bitcoin düşündüğümüz kadar güvenli değil mi?

Hayır – ve araştırmacıların da böyle bir iddiası yok.
 

Bununla birlikte, çalışmanın başlarındaki bir kısım, araştırmacıların pozisyonlarını yanlış yansıtmak için bağlamdan koparılmış gibi görünüyor. Araştırmacılara göre “[Erken dönem] bitcoin topluluğundaki servet, gelir ve kaynaklar oldukça merkeziydi. Bu, merkeziyetsizliğe dayanan ve rutin bir şekilde madencilerin %51'lik saldırı gerçekleştirebilmesini mümkün kılan Bitcoin güvenliğini tehdit ediyordu."
 

Ancak buradan çıkarılacak sonuç, kesinlikle Bitcoin'in bir sistem olarak güvensiz olduğu değil, çünkü araştırmacılar açık bir şekilde sadece Ocak 2009 – Şubat 2011 arasıyla ilgilenen iki yıllık çalışma döneminden bahsediyorlar.


Buna karşılık, daha sınırlı bulguları ise, Bitcoin'in ilk günlerinde tek bir madencinin aynı dizi içindeki birkaç blok için defalarca ağ hash gücünün %51'inden fazlasını üretmiş olması. Örneğin, 29 Eylül – 4 Ekim 2010 haftasında, "Agent #2" olarak tanımlanan bir madenci “6 saati aşan birkaç zaman aralığında %51'lik saldırı gerçekleştirmek için yeterli kaynağa” sahipti. Bu durum, böylesi bir madencinin istediği takdirde tokenlerini iki katına çıkarmasını ve hatta o dönemde mevcut olan tüm Bitcoinleri kendine aktaracak şekilde zinciri yeniden düzenlemesini çocuk oyuncağı haline getiriyordu.


Ama yapmadılar. Agent #2, neredeyse istediği her şeyi yapabileceği bir anda bile işlemleri normal bir şekilde sürdürmeye devam etti. Araştırmanın amacı da zaten, Bitcoin'in kendisi hakkında herhangi bir teknik veya yapısal çıkarımdan ziyade bireylerin bu davranışları.


Bu iddianın kendisi hem oldukça soyut hem de oldukça açıktır, çünkü 2009 -2011 yılları arasında %51'lik bir saldırı gerçekleştirmenin risk - ödül hesaplaması bugün olduğundan çok daha farklıydı. Araştırma dönemin çoğunda, Bitcoin kelimenin tam anlamıyla hiçbir ekonomik değere sahip değildi. Bitcoin kullanılan ilk parasal işlem, “Bitcoin Pizza Günü” olan Mayıs 2010'da gerçekleşti ve bu tarih araştırma döneminin üçte ikilik kısmının tamamlandığı döneme tekabül ediyor. . Yaygın olarak kullanılan ilk Bitcoin borsası Mt. Gox, Temmuz 2010'da, yani araştırma döneminin dörtte üçlük kısmının geçilmesinin ardından, faaliyetlerine başlamıştı. 


Bu durum, incelenen döneminin çoğunda, madencilerin tartışmasız bir şekilde blokların uzun dizginlerine sahip olduklarında bile %51'lik saldırıdan elde edecekleri hiçbir şey olmadığı anlamına geliyor. (Agent #2'nin fedakar madenciliği bahsi geçen ekonomik kilometre taşlarından sonra gerçekleştiği için özellikle dikkat çekici.)


Madencilerin de saldırmakla kaybedecekleri çok şey vardı. Bunun birinci nedeni, ilk Bitcoin topluluğunun birbirine çok bağlı olmasıydı. Oyuncuların çoğu, yalnızca e-posta ve mesaj panoları aracılığıyla da olsa, birbirlerini kişisel olarak tanıyorlardı. Savunmasız ilk günlerinde zincire saldırmak bir madencinin dışlanmasına sebep olabilirdi. Dahası, böyle bir saldırının saldırgana o kadar çok para kazandırması pek mümkün değildi: Bitcoin ekonomik değer kazandıktan sonra bile olası bir "%51 saldırısı" haberi insanların Bitcoin'i başarısız bir girişim olarak görmesine ve bu değeri yok etmesine yol açabilirdi.


Günümüzde ise, Bitcoin üzerindeki %51 oranında bir kaba kuvvet ekonomik olarak caydırıcı, ve muhtemelen sosyal olarak reddedilecektir. (Yani böyle bir durumda, diğer madenciler ve kullanıcılar saldırı öncesi duruma geri dönen bir zincire geçerek saldırganı tokenleriyle birlikte artık çok daha az değere sahip bir çatallanmada (fork) bırakırlar. Başarılı bir %51 saldırısına yol açabilecek çeşitli ittifaklar veya daha karmaşık taktikler mümkün olsa da, bu aşırı derecede inanılmaz bir çaba gerektirecektir. Makalenin tanımladığı ve basitçe çok fazla rakip madencinin olmadığı bu durum, yakın zamanda tekrarlanacak gibi görünmüyor.


Bu bulguları Bitcoin'in merkezi olmayan güvenlik modelini sorgulamak için kullanmak araştırmanın tamamen yanlış okunması demek olur, ve konuyla uzaktan yakından ilgisi yok.


Bitcoin düşündüğümüz kadar eşit değil mi?

Hayır – ve aslında araştırmacılar, piyasaya sürülmesinin ardından ekonomik olarak hızla daha eşitlikçi hale geldiğine dair ezici kanıtlar buluyor.


Araştırmacılar yüzeysel okuyucuları yanıltabilecek bazı terimler kullanıyorlar. Araştırmacılar özellikle, "Vilifredo Pareto'nun bulguları doğrultusunda... [ilk dönem] bitcoin topluluğundaki servet, gelir ve kaynaklar oldukça merkezileşti" diye yazıyor.
 

Pareto, toplumdaki gelir ve servet eşitsizliği üzerine yapılan sosyal bilimler araştırmalarında sıklıkla alıntılanmaktadır. Genel olarak, “Pareto İlkesi” bazı toplumlarda emek karşılığı getiri eşitsizliği nedeniyle zaman içinde servetin giderek bir toplumda yoğunlaşması eğilimini analiz veya teşhis etmek için kullanılır. (Bazen 80/20 kuralı olarak da anılır.)
 

Yapılan bu atıf, ilk bakışta Bitcoin'i bu eşitsizliğe dahil ediyormuş gibi görünüyor. (Şunu vurgulamak gerekir ki, kendi standartlarında bile böylesi bir bulgu sadece Bitcoin'e değil, aynı zamanda içinde var olduğu daha geniş sisteme yönelik bir eleştiri olacaktır.) Ancak araştırmacılar, bazılarının iddia edebileceği gibi, bir bütün olarak Bitcoin'in ağ güvenliğini tehdit edecek şekilde zenginliğin bir grupta yoğunlaşmasına yol açtığını öne sürmüyor.
 

Bilakis, makalenin madencilik ve token dağıtımı hakkındaki esas on-chain verileri tam tersi bir durumu ortaya koyuyor. Bir dipnotta araştırmacılar şunu açıkça belirtiyor: “Son iki aralıkta [Ocak 2010 – Şubat 2011], [madenci] gelir eşitsizliği büyük ölçüde azalıyor ve tipik ekonomilerde görülen seviyelere düşüyor.”
 

İlgili bir notta, araştırmacılar "günümüz Bitcoin adreslerinin neredeyse tümünün... altı işlemden oluşan bir zincirle [erken dönem] en üst madencilere bağlanabildiğini" buldular. Bu bulgu, Bitcoin'in bugün oldukça merkezi olduğunu veya bahsi geçen erken dönem madencilerin sistemde gereksiz güce sahip bulunduklarını öne sürmek için kolayca yanlış bir şekilde kullanılabilir.
 

Ancak bu bulgunun önemi belirsiz, çünkü büyük bir coğrafi alandaki insanlar bile gerçek hayatta genellikle altı veya daha az ilişki bağlantısı ile birbirinden ayrılıyor. Bu hipotez ilk olarak 1960'lı yıllarda Stanley Milgram tarafından geliştirilmiş ve 2000'li yılların başında araştırmacılar tarafından detaylandırılmış ve önemli ölçüde doğrulanmıştır. Bu bulgular ışığında, çoğu Bitcoin adresinin altı işlemle erken dönem madencilerle bağlı olduğu iddiasında bırakın skandal, kayda değer bir şey görmek bile zor. Bunlar elde bulunması yararlı veriler olsa da, bu durum bir tür gizli Bitcoin Mafyası'nın keşfinden ziyade genel bir olasılık ve insan davranışı ilkeleri meselesi.


Her bir madenci, çıkardıkları Bitcoin miktarıyla orantılı alana sahip bir karoyla temsil edilir. Bu karolar, madencilerin ilk Bitcoinlerini çıkardıkları zamana göre saat yönünde daire içine yerleştirilir. 25 aylık zaman diliminde en çok Bitcoin çıkaran 64 madenci, boyutlarına göre azalan sırayla belirlenir. (Blackburn, Huber, Eliaz vd.)


Benzer şekilde, yukarıdaki Bitcoin'in ilk iki yılına ait madencilik çıktısı grafiği, Satoshi'nin kendileri de dahil olmak üzere küçük bir dizi aktör arasındaki madencilik konsantrasyonunu vurguluyor gibi görünebilir. Ancak grafiğin bu şekildeki sunumu gerçekte bize ne gösterdiğini gizleyebilir: konsantrasyonun sona erme hızı.


Gözden kaçırması kolay olsa da, grafik aslında Satoshi'nin Ocak ve Temmuz 2009 arasında çıkarılan büyük kırmızı coin bloğundan başlayarak saat yönünde hareket eden bir zaman çizelgesidir. Ağustos 2010 'dan Şubat 2011' e kadar olan dönemi temsil eden sol üst çeyreğe geldiğinizde, son kalan birkaç büyük madencinin etrafındaki gökkuşağı renkli noktalar, Bitcoin madenciliğinin artan merkeziyetsizliğini ve zaman içindeki kazancı temsil ediyor, ve bu eğilim aşağı yukarı o zamandan beri sürüyor.


Sonuç: Merkeziyetsiz Bir Korkuluk

Mevcut ortamda Bitcoin ve blok zinciri teknolojisi ya bu teknolojinin vadettiklerini anlamayan – ya da hepsini çok iyi kavrayan ancak bu teknolojiyi durdurmak isteyen güçlü sesler tarafından sıklıkla şeytanlaştırılmakta. Yeni araştırma ikna edici ve ilgi uyandırıcı olsa da, ne yazık ki onu kendi amaçları için kullanmak isteyen sesler tarafından muhtemelen yanlış yansıtılabilir. Kasıtlı veya değil, makale bazı durumlarda asıl bulgularından ziyade bu tür yanlış söylemlere daha fazla retorik malzeme veriyor.
 

Araştırmacılar ayrıca, makalenin yayımlanmasından önce New York Times'ta yayımlanan haberde ortaya konulduğu gibi, daha fazla dikkat çekmek amacıyla çalışmalarında Bitcoin merkeziyeti söylemini az da olsa istismar etme çabasına girmiş durumdalar. Bu aslında bir dereceye kadar iyi – daha fazla akademisyen pazarlama bilgisinden yararlanabilir, ve yine, bu çalışma daha ilgi çekici bir şeye dönüşebilir.
 

Ancak ne yazık ki bu daha geniş görünürlüğün, çalışmanın kendi temellerinden ziyade, ona kendilerine ait bir gündemle yaklaşanlar tarafından yanlış yorumlanması için daha fazla fırsat yaratacağını rahatlıkla öngörebiliriz. İlk Bitcoinciler dünyayı değiştiren bir şey inşa etmek için işbirliği yapmaya istekli olsa da, herkes bu kadar cömert değil.




Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun

E-Bültenimize abone olarak onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.


YASAL UYARI

Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

David Z. Morris, CoinDesk'in Baş Insights Köşe Yazarıdır. Fortune, Slate ve Aeon için 2013'ten beri kripto hakkında yazıyor. Bitcoin'in sosyal dinamiklerine bir giriş olan "Bitcoin Sihirlidir" kitabının yazarıdır. O, Iowa Üniversitesi'nden Medya Çalışmaları alanında doktora derecesine sahip eski bir akademik teknoloji sosyoloğudur.

Twitter'da Takip Et:

@davidzmorris

David Z. Morris, CoinDesk'in Baş Insights Köşe Yazarıdır. Fortune, Slate ve Aeon için 2013'ten beri kripto hakkında yazıyor. Bitcoin'in sosyal dinamiklerine bir giriş olan "Bitcoin Sihirlidir" kitabının yazarıdır. O, Iowa Üniversitesi'nden Medya Çalışmaları alanında doktora derecesine sahip eski bir akademik teknoloji sosyoloğudur.

Twitter'da Takip Et:

@davidzmorris

Fiyatları İncele

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Trend Haberler

1
SEC Başkanı Gary Gensler Kripto Hakkında Konuştu: “Bu Şeylerin Bir Para Birimi Olması Olası Değil”

10 Ekim 2024 10:17

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Kategoriler

Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

E-Bülten

Politika

Teknoloji

Kripto Paralar

Hakkında

Hakkında

Kişisel Verileri Koruma Kanunu

Künye

Çerez Politikası

Reklam Verin

KVKK Başvuru Formu

İletişim

Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası


Yasal Uyarı: Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

@2022 CoinDesk