Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

Teknoloji

Öğren

Politika

DeFi

TV&Video

Podcast

Etkinlikler

Sponsorlu İçerik

Consensus Magazine

E-Bülten

Yazarlar

"Varımla Yoğumla Bu İşe Atıldım"

Efsanevi Kriptograf David Chaum'la Web 3'ün Geleceği Üzerine

9 Haziran 2022 17:38

Güncellenme: 13 Mayıs 2023 12:57

Daniel Kuhn

Daniel Kuhn, CoinDesk Layer 2 için haber muhabiri ve yardımcı yazarlar editörüdür. Ayrıca The Node haber bülteni için günlük haber özeti ve haftada iki kez köşe yazarlığı yapmaktadır. Gazetecilikten önce, lisans öğrencisi olarak felsefe, lisansüstü okulda İngiliz edebiyatı ve bir NYU profesyonel programında işletme ve ekonomi muhabirliği okudu. Onunla Twitter ve Telegram @danielgkuhn üzerinden bağlantı kurabilir veya onu Urbit'te ~dorrys-lonreb olarak bulabilirsiniz. BTC ve ETH'nin sahibidir.

Twitter'da Takip Et:

@DanielGKuhn

Efsane kriptograf David Chaum, kriptonun bugün ortaya koyduğu işlerin dünyayı değiştirmek için gerçek bir fırsat sunduğunu düşünüyor. Chaum, şirketi DigiCash'in, kendisine "Kripto Paranın Babası" namını kazandıran ilk çevrimiçi para transferini gönderdiği günlere tekabül eden 30 yıl öncesiyle bir karşılaştırma yapıyor ve “varımla yoğumla bu işe atıldım” diyor. “Tüm yumurtalarımı aynı sepete koymuştum.”


Bu yazı, Road to Consensus'te yer almış bir bölümdür.


Bu tanıdık bir hikaye: Chaum, internetin potansiyel iyi yönlerini ve dehşetini erken fark edenlerden. Bir tarafta, insanları takip edebilecek bir gözetleme tuzağı varken, diğer tarafta, ticaretten oylamaya kadar her şeyi yeniden dizayn edebilecek bir iletişim aracını öngörebiliyordu. Böylece, bireyleri güçlendirecek, hükümetler ve şirketler tarafından internetin bütünüyle kontrol altına alınmasını önleyecek araçları geliştirmeye başlamak için inanılmaz bir motivasyon hissetti.


Her şey kriptografinin (veya gizli bilgileri şifreleme yeteneğinin) yaygın olarak benimsenmesine bağlıydı, ancak o zamanlar bunun herhangi bir garantisi yoktu. Hatta, CoinDesk'in Consensus festivali öncesinde yapılan yakın tarihli bir röportaj dizisinde Chaum, şifreleme çalışmaları nedeniyle federal ajanlarla doğrudan karşı karşıya geldiğini paylaştı.


Kriptografinin aksine Chaum'un ilk işi başarıya ulaşamadı ve içerden anonim bir ismin "paranoyaklık, idealizm, amatörlük ve açgözlülük" olarak adlandırdığı şeyler nedeniyle sınıfta kaldı. Chaum'un dijital nakit aracı, kredi kartları ve bankalar gibi merkezi oyuncularla rekabet etmek için kriptografi kullanılarak inşa edildi ve hala bir deha parıltısı olarak hatırlanıyor. Çünkü Chaum'un en kötümser öngörülerinin çoğu büyük ölçüde gerçekleşti.


Ama yine de, CoinDesk'e verdiği demeçte Chaum hala iyimser olduğunu ifade ediyor. Artık, mülkiyete konu teknolojilerin ve merkezi şirketlerin tuzaklarından kaçınabilen blok zinciri endüstrisinin yılmaz bir destekçisi. Hala çoğu zaman "Kripto Paranın Babası" (Satoshi Nakamoto'nun Bitcoin tanıtım yazısında verdiği birkaç alıntıdan biri) olarak anılıyor ve kör imzalar, grup imzaları, karışık ağlar, güvenli dijital oylama, sıfır bilgi kanıtları ve daha fazlası üzerine yaptığı kriptografi araştırmaları hala modern kripto geliştiricileri için verimli bir zemin teşkil ediyor. 


Chaum'un en son şirketi, XX Network, bir süper bilgisayar tarafından bile kırılamayan "kuantum dirençli" bir blok zinciri veya kripto oluşturarak bu teknolojiyi gelecekte ortaya çıkabilecek gelişmelerden etkilenmeyecek bir noktaya ulaştırmayı taşımayı hedefliyor. Gerçekten de, Web 3'ün uzun bir süre hayatımızda kalması amaçlanıyorsa, insanı birinci sıraya koyması gerekiyor. Bu gizlilik, güvenlik ve gerçek yenilik anlamına geliyor. Chaum konuyu bu sefer doğru anladığı kanısında.


CoinDesk, geçtiğimiz Mayıs ayında Chaum ile iki saat süren bir sohbet gerçekleştirdi. Böbürlenmek için yeterince nedenleri olan Chaum, kendine yönelik övgülerden söz etmeyi seviyor ve hafifçe düzeltilmiş transkriptte açıkça görülebileceği üzere basına karşı makul bir şüpheciliğe sahip. Mevcut çalışmalarının görmezden gelindiğine ve hak ettiğini bildiği övgüyü her zaman alamadığına dair bir hissi var. Chaum, sohbetimiz geride bıraktığı mirastan en son çalışmasına ve geçmişteki ve bugünkü motivasyonlarına doğru ilerledikçe daha da açıldı. 


Web 3 geliştiricilerinin, nesiller boyunca kamunun kullanabileceği kriptografi için devam eden mücadeleyi sürdürmek istiyorlarsa doğru tutku, felsefe ve know-how karışımını bulmaları gerektiğini söyledi. Ama ne olursa olsun, "vicdan" sahibi olan bu ağın tarihin doğru tarafında olduğunu düşünüyor. Ve hala sağlayabileceği katkılar olduğu kanısında. Kriptografi üzerine yazdığı son (henüz yayınlanmamış) eserinin yine oyunun kurallarını değiştireceğini de sözlerine ekleyerek, "Bu alanı iyi izleyin" diyor.


Bu konuşma kısa ve anlaşılır olması için düzenlenmiştir. (Bu arada Chaum, son zamanlarda oldukça yorucu bir fizik tedavi uyguladığını söyledi, bu yüzden onu Austin, Teksas, Consensus'da görürseniz nazik davranın.)


Sektördeki rolünüzü ne olarak görüyorsunuz? Kendinizi dünyaca ünlü bir tarihi şahsiyet olarak görüyor musunuz?


Kimsenin böyle sorulara cevap vermesi gerektiğini sanmıyorum ama zamanı 40 yıl geriye sarayım. Burada konuşmak istediğim tek bir şey varsa, o da 40 yıl önce dijital dünyanın kaçınılmaz ilerleyişini çok net bir şekilde görmüş olmamdır. O dönemde tüketiciler için yeni fırsatlar, yeni eğlenceler sunan ve halk için bu düzeyde faaliyet gösteren dijital teknolojinin süregelen yükseliş eğiliminin, insanların bilgilerini korumasız bırakması kaçınılmazdı. Kaçınılmaz olarak – açık, gizli veya örtülü bir şekilde – sömürülecek ve toplumda benzeri görülmemiş bir güç kaynağı olarak kullanılacaktı.


İnsanların kendileri hakkındaki bilgilerin korunması ve kullanımı üzerinde kontrol sahibi olmalarını sağlayarak bu eğilimi tersine çevirme potansiyeline sahip olan kriptografiyi kullanma ihtimali de ortaydadı. Hayatımın ilerleyen dönemlerinde fark ediyorum ki 1980'lerde kriptografiyi özgür bırakmak için Amerikan topraklarındaki dergilerde yayınlar yaparak tüm hayatımı riske atmışım.


Ben durumu böyle bir çerçeveye oturttum. Geri dönüp o makaleleri okuyabilirsiniz. Ben bunu daha ziyade kızışacak bir tür hırsız–polis olayı gibi gördüm. İnsanlar bu konuların farkına vardıkça, daha fazla tepki ortaya çıkacak ve ardından – tahmin ettiğim en iyi senaryo – şirketlerin insanlara koruma sağlaması ve halkın desteğini kazanması için bir fırsat doğacaktır. İşte XX Network o şirket olmayı hedefliyor. Yani, net bir yol haritamız ve bunu yapacak teknolojimiz yok değil.


Ancak tutarlılık bu sektörde nadir görülen bir şey.


Rüzgar her zaman arkamda değildi Daniel.


Kriptonun "kendine çözülmesi gereken bir sorun arayan çözüm" olduğunu düşünen insanlara ne söylersiniz?

Sanırım ne söyleyeceğimi düşünerek fazla zaman geçirmiyorum. Web 3'te çıkan tüm önemli şeyleri okudum – oldukça geniş bir spektrum, hiçbiri tam olarak saygıdeğer değil. Herkes kaybetme risklerini azaltmaya çalışıyor. 40 yıl önce bu işe başladığımda, elimde ne var ne yok girmiştim. Tüm yumurtaları aynı sepete koymuştum. Ne olursa olsun haklı olduğumu söyleyebileceğim bir öngörüde de bulunmuyordum.


Sadece kitaptan konuşmuyorum, hem laf hem icraat var bende. İşin özü işte burada: bunu mümkün kılacak teknolojiyi yaratmak, çünkü kesin bir sonuçtan bahsetmiyoruz. Ve bu yaratıcı bir eylemdir, çünkü nasıl yapılacağını görmek kolay değil.


13 yıllık ani yükseliş ve düşüş döngülerinden sonra bile hiç tereddüt yok mu?


Çeşitli şeylerin fiyatları hakkında tahmin yürütmüyorum – o kadar zamanım da yok imkanım da – ama bunun 18 aylık yeni bir ayı piyasası olacağı fikrine %100 katılmadığımı söyleyebilirim. Ancak sektördeki insanlar böyle konuşmaya devam ederse, evet, öyle olacak. Kim bilir? Ama bana göre, Web 3 bundan daha büyük bir olay. 40 yıl önce gördüklerimle birlikte düşününce, dijital teknolojinin kaçınılmaz büyümesi hiçbir yavaşlama belirtisi göstermiyor. İlerliyor [çünkü] bu sorunlar gittikçe kötüleşmeye devam ediyor.


Teknolojinin mevcut seviyesine dayalı bir çözümü zorluklara rağmen ilerletmeye çalışan insanların hepsi birden güçlerini kaybederse, bu durum herkese zarar verir. Ben yine de hala orada olacağım, yeni teknolojileri ve yeni geçişleri bulmaya çalışacağım ve gezegendeki herkese bir fırsat vermek için elimden geleni yapacağım. Bu sırf teknoloji aşkına yapılmış karşıkültürel bir çıkış değil, daha çok sıradan insanların yürüyerek oy kullanmaya gitmelerine karşı gerçek bir alternatif yaratmakla ilgili.


Web 3 'e daha "vicdani" bir web dediniz. Bu ne demek?

Yani, ben böyle demezdim. Bildiğiniz gibi bu birkaç kez yeniden tanımlandı.


Bunu “vicdanı olan ağ” olarak tanımladınız. Peki bu gerçekten ne anlama geliyor?


Saygısızlık etmek istemem ama, bunun daha ayrıntılı bir tanımı telaffuz etmek için doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum. Reddedilemez, ciddi, sorumlu kamuoyu yoklamalarına bakarsanız, insanların büyük çoğunluğunun Web 2 denilen şeyden memnun olmadığı görülüyor. Başlıca mutsuzlukları, verilerinin ve mahremiyetlerinin kontrolünü kaybetmiş olmaları. Web 3'ün bu sorunları çözeceğini umuyorum.


İlk çalışmalarınızın çoğu oylamaya odaklanmıştı. Ayrıca son zamanlarda – CoinDesk ve başka yerlerde – demokrasi kavramı hakkında çok şey yazdınız. Konu hakkındaki düşünceleriniz değişti mi?


Tecrübelerime göre, oylama, demokrasi, son 40 yıldır çeşitli şekillerde mahremiyetle iç içe geçmiş durumda. Anonim iletişim kanalları oluşturmanın bir yolu olan "karıştırma"yı (mixing) icat ettiğimde, bunu oylama sorununa kısmi bir çözüm olarak yaptım. Oylama, mahremiyete ihtiyaç duyduğunuz durumlar için bir tür prototip simgedir. Bu tartışmasız. Ama durum bundan daha hassas: Biliyorsunuz, oy verirken ihtiyacınız olan mahremiyet değil, oy pusulası gizliliği dediğimiz şey, ki bu farklı bir şey. Halk –devlet de diyebilirsiniz ama ben halk diyeceğim– bir demokraside seçmenlerin nasıl oy verdiklerini başkalarına gösterememeleriyle ilgilenir.


Bunun sebebi, oy verme alanında “uygun olmayan etki” dediğimiz şeyin veya oy satın alma ve cebir veya bunların herhangi bir kombinasyonunun demokrasi üzerinde neden olabileceği tehlike. Bugün, oy satın alma olasılığı hiç olmadığı kadar büyük bir sorun. Bu tam anlamıyla gerçek bir ifade. Yunanlılardan alınarak iyileştirilmiş ve Avustralya oy pusulası olarak yeniden oluşturulmuş 150 yıllık bir kurum olan ve aslında bir kabinde oy pusulasını işaretleyip sonra sandığa atmaktan ibaret sözde gizli oy yöntemine sahip olmadan önce çok fazla manipüle edilebilen bir sistemimiz vardı.


Bugünlerde ise demokrasi umudu sadece böylesi hemcins şartlarda ve yerlerde oylamaya dayanmıyor. Yeni oylama türlerine ve daha fazla oylamaya ihtiyacımız var. İnsanların daha fazla zamanını alması gerektiğini söylemiyorum, ama daha anlamlı olmalı – fakat bu bambaşka bir konu.


Demokrasinin daha ilgi çekici bir oylamaya ihtiyacı var ve bu muhtemelen kabinlerde olmayacak. Ama kabinlerin dışında oylamaya izin vermek istiyorsanız, elektronik çözüm o kadar belirgin bir çözüm ki! Günümüzde oy verme eylemimi çok kolay canlı yayınlayabiliyorum, ödemeleri elektronik olarak alabiliyorum ve ulus devlet yasası ancak ulusal sınırlara kadar uzanıyor. Cebir burada önemsiz. Demokrasiyi iyileştirmek için veya demokrasiyi kurtarabileceğimizi düşündüğüm yollarla geliştirmek için elektronik teknolojiden yararlanamayacağımız büyük bir olasılık gibi duruyor.


Mahremiyet mi bunu imkansız kılıyor?

Vazgeçilemez mahremiyetimizin olması çok önemli. İnsanların sırlarını vermemesinden topluma büyük bir çıkar vardır.


Elektronik teknolojilerin veya dijital dönüşümün demokrasiye meydan okuduğu yönünde bir argüman bulunmakta. Bahsettiğiniz oylama türüyle demokrasiyi yaygınlaştırmak için neden teknolojiye güvenelim?


Bu da konuya dair ilginç bir bakış açısı. Sadece eğer kriptografi kullanılıyorsa kullanıcılara ancak küçük bir imtiyaz tanıyan Web 2 teknolojisi ile bilgi teknolojisini gerçekleştirmenin son derece farklı bir yolu olan çok partili hesaplamanın olağanüstü gücü arasındaki farkı kavrayabildiğimizi umut ediyorum.


Geçenlerde, 30 yıl önce MPC'de yazdığım teorik bir bilgisayar bilimi makalesi için "en kalıcı" ödülünü aldım – bu terimi ilk ben kullanmıştım. Bu akıllı bir sözleşme gibi bir şey ama çok çok daha güçlü. Çok partili hesaplamanın, güvenli hesaplama bağlamında Church-Turing tezinin eşdeğeri olduğu kolayca kanıtlanabilir.


Başka bir deyişle, bir Turing makinesinin [doğal sayılarla ilgili] böyle bir hesaplama yapıp yapamayacağını bilmiyoruz, ancak yapabildiğine inanıyoruz. Benzer şekilde, Turing makinelerinin her şeyi yapabileceklerini düşündüğümüz gibi, önerdiğimiz şey, çok partili hesaplamanın iyi tanımlanmış herhangi bir güvenlik sorununu çözebileceğidir. Eğer yazılımı yazabilirseniz, ve bu iyi ve dürüst ajanlar tarafından yürütülüyorsa, o zaman birçok güvenlik sorununu çözmüş olacağımıza inanıyorum.


Dijital dünyanın en ilginç yanı da aslında bu: 30 yıl önce önerdiğimde pratik olmadığı zamandan bunun şu anda mümkün olduğu noktaya sessizce gelmiş olması. Teknoloji ve toplumu düşündüğümde aklımdan çıkarmadığım bir şey de aslında 2500 yıldır insanların ihtiyaçlarının çok değişmemesi. Bu [ihtiyaçlar] sabit, ama hesaplama gücü her yıl ikiye katlanmakta. Bu çok büyük bir şey. Şu anda mümkün değilse, bir hafta daha bekleyebilirsek, çok partili hesaplama bunu pratik kılacak.


Kulağa biraz agresif geliyorsam özür dilerim. Zor bir gün oldu. Bugün sabah fizyoterapistimle biraz savaşmak zorunda kaldım.


Geriye dönüp literatüre bakarsanız, web siteme, yayınlarıma bakarsanız, göreceğiniz şey şudur – kuantum kriptografi adı verilen ve ayrı bir çok parçalı hesaplama makalesini icat ettiğimiz ortak yazarlarımla birlikte – her iki modeli de [özel hesaplama için] içeren bir yapı gösterdim: sıfır bilgi ve minimum açıklama. Bunlar ikili modellerdir. Ve halk şu anda onların aynı şey olduğuna dair yanıltıldı ve bununla hiçbir ilgim olmadığını düşünmelerine yol açıldı. Aslında her iki modeli de kanıtladım. Sıfır bilgi üzerine araştırma yaptığımı söylemek, takdir edersiniz ki biraz insafsızcasına aşağılayıcı.


Bununla aslında hiç bir şey kastetmedim. Benim sorum daha çok teorik araştırmaların geleceği, akademideki geçmişiniz ve blockchain'deki kavramları uygulamanızla ilgiliydi. Kripto para endüstrisinin faydalı bilgisayar biliminin bünyesine anlamlı bir şekilde katkıda bulunduğunu düşünüyor musunuz?


Zaman zaman akademi hakkında şikayet ettiğimi biliyorsunuz. Uluslararası Kriptolojik Araştırma Derneğini – muhtemelen bunu yaptığım için hapse girme riskini alarak – yaklaşık 30 yıl önce kurdum. En azından NSA öyle olduğunu söyledi ama yine de yaptık. NSA, kriptografiyi küresel olarak araştıran bir örgüt olmaya devam ediyor. Her yıl bir dergi ve üç veya dört adet esaslı, amiral gemisi diyebileceğimiz konferansımız ve çalışma atölyelerimiz oluyor.


Snowden'ın ortaya çıktığı sıralarda, o konferanslardan birindeki insanlara, yani orada bulunan 650-800 kişiye, hükümetin bizi gözetlemesi hakkında ne hissettiklerine dair bir anket yapmayı kendime görev edindim. Tam anlamıyla şok olmuştum: Snowden'dan önce, hükümetin gerçekten her şeyi gözetleyip gözetlemediğine dair kişisel bir karar vermemiştim. Bu konuyu zihnimde bilinmeyen bir şey olarak bıraktım çünkü belirsizdi, ama yine de karşı önlemler almaya odaklanmıştım. Her neyse, objektif olarak şunu söyleyebilirim ki, bu akademisyenlerin hiçbiri – esas olarak akademisyenler ve bu etkinliklere katılan sektördeki bazı insanlar – yani kriptografi hakkında bilgi sahibi olan gerçek insanlar bu konuda çok endişeli değiller.


Bunu çok üzücü buldum. Akademisyenlerin "dünyayı değiştirmek istediklerini" söylemeleri sadece kokteyl lakırdısı, güzel bir ayaküstü sohbet cümlesi. Hiçbir şeyi kurtarmaya çalışmıyorlar. Blokchain alanında, bizi teşvik edici gücün ne olduğu konusunda biraz netiz. Akademide durum bu kadar net değil. Bu yüzden, mevzuya geri atlayıp bu konuda bir şeyler yapmaya çalışmam gerektiğine kararını verdim. Çünkü işler çok kötü gidiyordu.


[EDİTÖRÜN NOTU: O günün ilerleyen saatlerinde Chaum ve ben konuşmamıza devam ettik.]


Yapay zeka (AI) ışığında veri saklamanın belirli riskleri hakkında yazdınız ve yapay zekanın (AI) bu bilgilerle ne yapacağını asla bilemeyeceğimizi yazdınız. Yapay zekanın dünya için gerçekten iyi olduğu bir yol ya da ihtimal var mı?


Daniel, ben Los Angeles'ta büyüdüm ve Şerif McCoy diye biri hakkında bir hikaye anlatırlar. Adam 40 yıl önce bir polis departmanının kayıtlarını çalmış ve garajında mı bir yerde falan kullanmış. Bunu tam olarak aynı şekilde karakterize etmiyorum, ama bu, düşüncemi kalıcı olarak değiştiren bir olaydı.


Analog dünyada, sınırlarla karşıya gelebilirsiniz. Kanunu koruması gereken birisi yoldan çıktığında, onu yakalayabilirsin. Evrakların izi var. Dijital dünyanın böyle bir problemi yok. Çok büyük bir hızla ilerlemeye devam ediyor. Yapay zekaya dair, bunun nihai şeklinin ne olduğu ve bunun mümkün olup olmadığı hakkında tüm gün konuşabilirsiniz – muhtemelen bu şeyleri garajlarından çalıştıran ve onu hiç de iyi olmayan amaçlar için kullanan kaçıklar mevcut. Ve eğer şu anda yoksa bile, ileride olacaktır.


Bunu söylemek çok klişe, ama buna engel olamazsınız. Bu zaten şu anda gerçekleşiyor – bu ilerlemenin bir parçası. Soru şu: Demokrasi için bir yol var mı? Olduğuna inanıyorum. Konuyla ilgili bir yol haritam, bir planım var, üzerine henüz piyasaya sürülmemiş ciddi, derin düşünceli şeyler yazdım. Ama bu alana dikkat etmeli. Daha önce de belirttiğim gibi, çok partili hesaplama güçlü bir şeydir. Yapay zeka güçlü bir şeydir. Belki bu sorunları çözmek için akıllıca bir şekilde birini diğerine düşürürüz. Ve bunu yapmanın bir yolunu buldum.


DigiCash'i farklı bir şekilde yapmış olmayı ister miydin?


Bu soru pek dost canlısı olmayan medya tarafından bana sordu. Cevabım DigiCash hakkında hiçbir pişmanlık hissetmediğimdi. O günlerde bu dağıtık ve merkeziyetsiz sistemler üzerinde çalışıyorduk. Güzel konferans odamızı “merkeziyetsiz nakit” laboratuvarına dönüştürdük ve akşamları üzerinde çalıştık. Bu bir tutkuydu – ama yani, o günlerde bilgisayarlar bunlara pek uygun değildi. Yani bu işin önü pek açık değildi. Bunun şirketi yönetme şeklimizle bir ilgisi yok.


Pişman mıyım diye sormuştun. Değilim. İnsanlar garip bir şekilde mahremiyetlerinden çok paralarını kaybetmekten endişe duyuyorlar. Ve böylece, e-ticaret gerçekten bir olgu olmadan önce, insanları internette paraya ihtiyaçları olduğuna ikna etmek zordu. Aynı şey, ATM makineleri ilk piyasaya sürüldüğünde, insanların bu makineleri kullanacak kadar güvenmesi yaklaşık 10 yıl sürdü. Bunu biliyorsun değil mi?


Yani teknolojinin son derece merkezi bir modelden daha fazlasını destekleyemediği bu noktada ecash'e sahip olmak, bugün bir blok zincir kayıt defterini kopyalayabilen binlerce düğümü destekleyebilecek hesaplama gücüyle aynı şey değildi. Şu "meme"i ortaya çıkarmak büyük bir başarı: Kendi paranı kontrol edebilirsin! Kendi bilgini.


Bu meme kelimesini daha önceki birkaç röportajda kullanmıştınız. Bu sizin için ne ifade ediyor?


Mesele şu ki, açıkça defalarca söylediğim gibi, ecash yapmamın nedeni, halkı kendi bilgilerini kontrol edebilecekleri konusunda uyarmaya çalışmaktı. Kriptografi. Ve umudum, bir fikre dair sezginin tahmin edilebileceği ve diğer alanlara yayılabileceği yönündeydi. Kütüphanelerdeki güvenilir dergiler veya kitaplar sadece ecash'in bir genellemesi… böylece hangi kitapları kimin ödünç aldığını bilebiliriz – bu yüzden onları geri getirmezseniz, bir ücret ödemek zorunda kalırsınız – ancak bilgileriniz gizli kalır.


Bu temel imza, bir yetkilendirme, genelleştirilebilir. Bir polis memuruna yaşınızı gösteren ama adresinizi göstermeyen bir kimlik gösterebilirsiniz. Bu tür şeyler. Eğer bu meme gerçekten yaygınlaşırsa, dönüşüp şekil değiştirir. Ama olayların nasıl geliştiğini biliyorsun.


NFT'ler, "meme yaratıcılarının" belki de işlerini daha kolay paraya dönüştürmelerine izin veriyor. Aynı zamanda, tanımsal olarak, meme'ler herkese aittir. Eğer yayılmasaydı zaten bir "meme" olmazdı. Fikirler üzerinde sahiplenmenin çelişkili bir tarafı var mı?


Bilgileri kontrol etmek, “kendi anahtarlarınıza sahip olmak ”, [blockchain] topluluğunun merkezinde yer alan bir 'meme', ancak bu yönü henüz bir patlama gerçekleştirmiş değil. Bir çok merkez bankası kurları onu belirli bir ölçüde etkisiz hale getiriyor. Ama belki de bir "meme", yayılmasını umduğunuz insanların bir şekilde yokluğundan etkilenmedikçe gerçekten yayılmayacaktır. Bazı acı noktaları çözmek veya yeni bir fırsat sağlayabilmeleri için anlamlı olmalı. Yani, bunu başka nasıl açıklayabilirsiniz bilmiyorum, çünkü, yani, blok zinciri alanları kendi anahtarlarınıza sahip olmanın ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamakta oldukça başarılı oldular. Ama insanların bu kavramı başka bir yerde kullandıklarını pek görmüyorum.





Daha Fazla Oku

    RöportajKriptografiDavid Chaum

Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun

E-Bültenimize abone olarak onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.


YASAL UYARI

Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

Daniel Kuhn, CoinDesk Layer 2 için haber muhabiri ve yardımcı yazarlar editörüdür. Ayrıca The Node haber bülteni için günlük haber özeti ve haftada iki kez köşe yazarlığı yapmaktadır. Gazetecilikten önce, lisans öğrencisi olarak felsefe, lisansüstü okulda İngiliz edebiyatı ve bir NYU profesyonel programında işletme ve ekonomi muhabirliği okudu. Onunla Twitter ve Telegram @danielgkuhn üzerinden bağlantı kurabilir veya onu Urbit'te ~dorrys-lonreb olarak bulabilirsiniz. BTC ve ETH'nin sahibidir.

Twitter'da Takip Et:

@DanielGKuhn

Daniel Kuhn, CoinDesk Layer 2 için haber muhabiri ve yardımcı yazarlar editörüdür. Ayrıca The Node haber bülteni için günlük haber özeti ve haftada iki kez köşe yazarlığı yapmaktadır. Gazetecilikten önce, lisans öğrencisi olarak felsefe, lisansüstü okulda İngiliz edebiyatı ve bir NYU profesyonel programında işletme ve ekonomi muhabirliği okudu. Onunla Twitter ve Telegram @danielgkuhn üzerinden bağlantı kurabilir veya onu Urbit'te ~dorrys-lonreb olarak bulabilirsiniz. BTC ve ETH'nin sahibidir.

Twitter'da Takip Et:

@DanielGKuhn

Fiyatları İncele

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Trend Haberler

1
Güne Bakış: Kaldıraçlı İşlemler BTC'yi 67 Bin Dolara Sıçrattı

22 Ekim 2024 17:04

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Kategoriler

Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

E-Bülten

Politika

Teknoloji

Kripto Paralar

Hakkında

Hakkında

Kişisel Verileri Koruma Kanunu

Künye

Çerez Politikası

Reklam Verin

KVKK Başvuru Formu

İletişim

Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası


Yasal Uyarı: Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

@2022 CoinDesk