Art arda 1 milyar dolarlık değerlemeye ulaşan ve tüm dünyada başarısından söz ettiren Türkiye oyun sektörü hızlı büyümesini sürdürüyor. Ancak bu büyüme evresinde gelecek vadeden çiçeği burnunda bazı oyun stüdyolarının başlangıç sermayesine ve mentorluğa ihtiyaç duyduğu ise bir gerçek.

2019’un sonunda kurulan ve daha şimdiden bünyesinde 5 binden fazla aktif oyun geliştiricisi ve oyun stüdyosu bulunan Game Factory, oyun sektörüne odaklanan bir kuluçka merkezi. CoinDesk Türkiye’ye özel konuşan Game Factory’nin kurucu ortağı Murat Kahraman, “Oyun stüdyolarının giderilemeyen büyük ihtiyaçları vardı, biz de genç arkadaşlara nasıl destek olabileceğimize dair kafa yorduk. Ardından beklentilerimizin üzerinde bir hızla büyüdük” diye konuşuyor.

Game Factory alışılageldik kuluçka merkezlerinden farklı olarak henüz fikir sahibi bile olmayan, oyun yapmasını bilmeyen ama oyun sektörüne giriş yapmak isteyen herkese kapısını aralıyor. Ücretsiz akademilerinde bu sektöre atılmak isteyenlere eğitim veriyor, farklı yetenek setlerinden insanları bir araya getirip, takım kurmalarına yardımcı oluyorlar.

Kahraman’ın “beklentilerimizin üzerinde büyüdük” açıklamasının ise oldukça somut bir dayanağı var: Geçen yıl Türkiye’de yapılan toplam 56 oyun yatırımının 25 tanesi Game Factory’den çıkma.

Türkiye oyun sektörünün 2019’da yakaladığı rüzgarda hyper-casual oyun türünün büyük bir rol oynadığı ise yadsınamaz bir gerçek. Ancak aradan geçen süre zarfında söz konusu oyun türünün hem yazılım hem de tasarım anlamında yerli oyun geliştiricilerini bir anlamda “körelttiğine” dair eleştiriler de dile getiriliyor. Kahraman bu eleştirilere hem katıldığını hem de katılmadığını söylüyor: “Gençsiniz, üç-dört arkadaş birlikte oyun yapıyorsunuz, stüdyoyu bir süre ayakta tutmanız gerek. Oyun yapmak kolay bir iş değil. Özel yetenek ve çok ciddi bilgi gerektiriyor. Çok ciddi de para gerektiriyor. Parayı bulmak da her zaman kolay değil, özellikle de başlangıç aşamasında.”

Ancak Kahraman’ın aktardıklarına göre hyper-casual oyunlardaki trendde bir yavaşlama söz konusu: “O dönem hyper-casual oyunlarla stüdyolar kolay fonlandı. Hemen oyun yapıp çıktı alabildiler. Yayıncıların karşıladığı ve fonladığı bir dönemdi fakat şu anda bu da değişiyor, küçülerek ilerliyor.”

"Blokzincir, oyunlar için ciddi bir fırsat ama..."

Kahraman’a Game Factory’nin blokzincir tabanlı oyunlara bakış açısını soruyoruz. Her ne kadar “Blokzincir oyunlar ciddi bir fırsat” diye konuşsa da hemen akabinde sektördeki bozuk algıya vurgu yapıyor: “Örneklerini gördüğümüz oyunların büyük bir kısmında sektör olarak ciddi anlamda goller yedik. Blokzincir oyunlarıyla ilgili Ponzi modelleri izleyen enflasyonist oyunlar ya da trader’lara yapılmış oyunlar gibi bir bakış açısı var. Biz blokzincir için yapmıyoruz, bu teknolojinin getirdiği fırsatları oyun içerisinde nasıl kullanabileceğimize kafa yoruyoruz.”

Blokzincir teknolojilerinin oyun stüdyolarına fonlama açısından yeni modeller getirdiğini söyleyen Kahraman, “Önden yapılan NFT satışları stüdyoları başlangıç döneminde rahatlatabilen ve bu fonu sağlayan avantajlar” diye konuşuyor.

Ancak madalyonun öbür yüzündeyse blokzincir tabanlı oyunların en önemli vaatlerinden, oynadıkça kazandıran yepyeni bir oyun türü yatıyor. Buna göre oyuncular grafikleri düşük kaliteli ve oynanabilirliği görece vasat oyunlarda vakit geçirerek token kazanabiliyor. Kazandıkları token’ları nakde çevirebiliyor ya da oyun içi satın almalarda kullanabiliyorlar. Ancak arka planda token ekonomisini doğru bir şekilde tesis edemeyen bazı oyunlar daha fazla token basıyor ve bu da enflasyona yol açıyor. Böylece oynadıkça kazanılan token’ların değeri yere çakılıyor.

“Ana sorun bu” diye söze başlayan Kahraman, bir benzetmeyle sözlerine devam ediyor: “Bir emekli sandığı yönetiyorsunuz ve başlangıçta insanlardan prim alıyorsunuz. Bu primleri baştan sattığımız NFT olarak düşünebilirsiniz. Bu prim karşılığında da insanlara emeklilik maaşı dağıtıyorsunuz. Özellikle yetenek bazlı olmayan oyunlarda bir iki tuşa basıp her gün para kazanıyorsunuz. O parayı da kullanabileceğiniz bir yer yok. Token’ı satıp, nakde çevirip kullanıyorsunuz. Yeni gelen kullanıcıların bu kadar büyüyen bir ekosistemi beslemesi gerekiyor. Bu da matematiksel olarak imkansız.”

“Buradaki en büyük tartışmaysa şu: Sürdürülebilir bir oyun ekonomisi mümkün mü? Bütün çalışmalar o yönde, farklı modeller görüyoruz” diye konuşan Kahraman ekliyor: “İnsanlar eğlence için oyun oynamalıdır, para kazanmak için değil. Bunu sağladığımız zaman söz konusu süreyi de uzatıyoruz otomatik olarak.”

Blokzincir oyun geliştiricilerinin oyun sektöründen gelmedikleri için oyun ekonomisi dengesini “hiç hesaplayamadıklarını” söyleyen Kahraman devam ediyor: “Oradaki hesap şuydu: ‘Trader’lara para kazandırırsak, onlar da oyuna girerler.’ Yeni gelen oyunlara baktığımızda ciddi bir ekonomik denge kurulmaya çalışılıyor. Burada mühim olan oyuncuların token kazanmasıyla ve token harcaması arasında bir denge kurmak. Token’ları oyun içinde harcatabilmem için içeride fayda sağlaması gerekiyor. Ben buradan token kazanıyorum ama asıl amacım bunu akşamına hemen nakde çevirmek olmamalı."

"Token ekonomisi sürdürülebilir işleyen bir oyun çıkarmanın yolu belli: Gerçek oyunlar yapmak"

Oyun geliştiricilerinin şu anki durumun farkında olduklarını söyleyen Kahraman, “Mevcut blokzincir oyunlarının neden battığını ve neden devam edemediğini ve token enflasyonun sebebini çok net görebiliyorlar. Herkesin ana fikriyse nasıl daha sürdürülebilir bir oyun çıkarmak üzerine. Bunun da yolu belli: Gerçek oyunlar yapmak. Blokzincir oyunların bir gelir kapısı değil, eğlenceli bir iş olduğunu anlayacaklar. Hiç para kazanmadan da bu oyunu oynamalılar. Yetenek bazlı ve rekabetçi oyunlar geldiğinde blokzincir oyun sektörü çok değişecek” diyor.

Geçtiğimiz Haziran ayında dev oyun stüdyolarından Epic Games’in Web3 tabanlı oyunu Grit’i piyasaya sürmesinin ardından, blokzincir oyunlarının AAA oyun stüdyoları eliyle gelişeceğine ilişkin düşünceye katılmadığını söyleyen Kahraman, “Halihazırda çok iyi para kazanıyorlar ve blokzincire geçiş yapmaları mevcut oyuncularını kaybetme riskini de doğuruyor. Birtakım oyuncular da biraz çekingen açıkçası. Birkaç düzgün çalışan ve güzel oyunlar çıktığında bu kitle de gelecektir” diye konuşuyor.