Küresel Düzenlemeler Kripto Endüstrisini mi Baskılayacak Yoksa Yeni Kullanıcıları Teşvik mi Edecek?

Avustralya hükümetinin pazartesi günü, kripto parayı düzenlemek için yeni bir rejim ilan etmesiyle ve Birleşik Krallık hükümetinin stabil coinler için yeni düzenlemeler getireceğine ilişkin olarak nisan ayında çıkan haberlerle birlikte, tüketicileri koruma kisvesi altında, hızla ilerleyen dijital varlık endüstrisini izlemek ve kontrol etmek için dünya çapında adımlar atılıyor.

Avustralya Hazine Bakanı Jim Chalmers yaptığı bir açıklamada, "Hazine, kripto varlıkların ve ilgili hizmetlerin nasıl düzenlenmesi gerektiğini belirlemeye yardımcı olacak ‘token haritalama’ çalışmalarına 2022'de öncelik verecek" dedi. (Haritalama, bir varlığın sınıflandırılmasında kripto para birimlerinin temel kodunu ve gerçek kullanımını hesaba katacak bir strateji olup, teoride, Avustralya'nın dijital varlık gözetiminde daha esnek bir yaklaşım benimsemesine imkan tanıyor.)

Geçtiğimiz nisan ayında Birleşik Krallık Ticaret Bakanı Rishi Sunak, “Yarının işletmelerini - ve yaratacakları iş imkanlarını – Birleşik Krallık'ta görmek istiyoruz. Etkili bir düzenleme yaparak onlara uzun vadeli düşünmeleri ve yatırım yapmaları için ihtiyaç duydukları güveni sağlayabiliriz” demişti.

Dünya çapında düzenleyiciler, inovasyonu baskılamadan açık kaynak kripto paraların kullanılabileceği tüm farklı yolları hesaba katacak kurallar yazma hususunda zor durumda.

Örneğin Birleşik Krallık Hazinesi, ödemeler için stabil coin düzenlemesini açıklığa kavuşturmak ve stabil coinleri Birleşik Krallık'ın bir "kripto merkezi" haline gelmesine imkan sağlayacak düzenleyici bir çerçeveye oturtmak amacıyla, hükümetin Finansal Yönetim Otoritesi (FCA) gibi makamların üzerindeki denetleme yetkisini artıracak bir mevzuat çıkarmayı planlıyor.

Bu yılın haziran ayında ise, Avrupa Birliği uzun zamandır beklenen Kripto Varlık Piyasaları (MiCA) tasarısını sundu. Bu yeni mevzuat, gerek dijital varlıkları gerek stabil coinleri düzenlemeye yönelik tasarlanmış olup dijital varlık şirketlerinin platformlarında gerçekleşen tüm kripto işlemleri kamuya açıklamalarını gerekli kılıyor.

Bu düzenleme, Nisan ayında ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC), önde gelen kripto varlık borsalarının SEC'e kaydolmalarının ve ilgili tüm finansal ticaret yasalarına uymalarının sağlanması gerektiğine ilişkin açıklamasının yer aldığı haberlerin hemen ardından geldi.

Dünyanın dört bir yanındaki yetkililer, bu adımların tüketicileri korumak ve çeşitli hükümet organlarının sürekli değişen dijital varlık dünyasına yol göstermeleri için atıldığı konusunda ısrarcılar. Bununla birlikte, blok zinciri meraklıları ve profesyonelleri, bu yeni kuralların, blok zinciri teknolojisini bu denli başarılı kılan inovasyonu baltalayabileceğini ve koruduklarını öne sürdükleri tüketici güvenliğini aslında tehdit edebileceğini düşünüyorlar.

Özellikle AB'nin MiCA tasarısı, bazı maddelerinin başta gizlilik ve kişisel verilerin güvenliği olmak üzere, dijital varlık sahiplerini esasen riske attığı iddiasıyla 46 önde gelen kripto firmasının eleştirilerine hedef oldu. Buna ek olarak, 46 firma AB maliye bakanlarına yazdıkları ortak mektupta, yasaların Avrupa Birliği'ni diğer ülkelerle anlaşmazlığa düşüreceğini, kripto girişimleri için çok daha az rekabetçi hale getireceğini ve böylece üst düzey teknoloji yeteneklerinin AB ülkelerinde faaliyet göstermesini engelleyeceğini öne sürdü.

İronik bir şekilde, Bitcoin'in yaratılmasına ilham veren ve dünya çapında dijital varlık piyasalarının son dönemdeki göz kamaştırıcı büyümesini körükleyen şey, itibari para ihraççıları olarak hükümetlerin geleneksel rolüne duyulan güvensizlikti. Kripto para, NFT ve diğer dijital varlıkları benimseyenlerin sayısındaki inanılmaz artış, kullanıcıların bu volatil piyasadaki risklerden rahatsız olmadıklarını gösteriyor.

Ne yazık ki, mesele daha çok bu kısıtlayıcı kurallar ve yasaların yürürlüğe girip girmeyeceğiyle değil, artık "ne zaman" gireceğiyle ilgili.