Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

Teknoloji

Öğren

Politika

DeFi

TV&Video

Podcast

Etkinlikler

Sponsorlu İçerik

Consensus Magazine

E-Bülten

Politika

Bırakın Çirkin Ördek Yavruları Büyüsün: Kriptonun Neden Güvenli Bir Limana İhtiyacı Var?

Aşırı düzenlemeler uygulanabilir merkeziyetsiz modellerin gelişimini sekteye uğratabilir.

14 Ağustos 2022 10:30

Güncellenme: 14 Ağustos 2022 10:30

ABD Sermaye Piyasaları Kurulu (SEC) Başkanı Gary Gensler’a kripto paralar konusunda fikirleri sorulduğunda, James Whitcomb Riley’nin şu satırlarıyla cevap vermekten hoşlanır: “Ördek gibi yürüyen, ördek gibi yüzen ve ördek gibi vaklayan bir kuş görürsem buna ördek derim.” 


Gensler’in “ördek testi” birçok kripto projesinin kayıt altına alınmamış menkul kıymet hüviyetinde olduğuna inandığını gösteriyor. Gensler’in görüşüne göre Howey testine uyan her şey menkul kıymet sayılmalı.


Bu güzel bir benzetme olsa da daha iyi bir analoji var. Aslına bakarsanız en meşhur ördek hikâyesi küçük çocukların da bildiği masalda anlatılandır.


Hans Christian Andersen’in klasik masalı “Çirkin Ördek Yavrusu”, yeni doğan bir kuğu yavrusunun yanlışlıkla ördek ailesine karışması ve rengi nedeniyle çirkin addedilmesiyle başlar. Ancak masalın sonunda bu hor görülen çirkin yavru büyüyerek muhteşem bir kuğuya dönüşür.


Hadi şu gerçeği kabul edelim: Birçok kripto projesi erken aşamada oldukça çirkin görünür.


2013 yılında Bitcoin daha dört yaşındayken kazara bir sert çatallanma yaşanmış ve madencilerin farkına varmadan iki farklı zincir oluşturmaya başlamalarına neden olan bir hata olmuştu. Bir yıl sonrasında bir saldırgan koddaki bir açığı yakalayıp Bitcoin ağına DOS saldırısı gerçekleştirmek için bu açığı kullanırken, diğer kullanıcılar bu açıktan yararlanarak Mt. Gox borsasının içini boşaltmışlardı. 2016’da henüz iki yaşında olan Ethereum, akıllı sözleşmesindeki açığı keşfeden bir saldırganın The DAO’dan 60 milyon dolar değerinde ether çalmasıyla sarsılmıştı. 


Bu üç olayda da Bitcoin ve Ethereum geliştiricilerinin çekirdek ekiplerinin aklıselim yaklaşımlarıyla çözümler bulunmuştu. Birinci ve üçüncü olaylarda kullanıcıların da konsensüsüyle birlikte saldırı sonrasındaki tüm işlemleri iptal edecek biçimde bir geriye alma işlemi gerçekleştirildi. Bu örnekler bir protokolün erken aşamalarında, yani hataların ve performans sorunlarının etkin biçimde çözülmesi gereken noktalarda biraz merkeziyetçiliğin gerekli olabileceğini gösterdi. 


Bitcoin ve Ethereum ağları büyüdükçe ve geliştikçe çekirdek koda dair güncellemelerin yapılması daha da zorlu bir iş haline geldi. Bunun en güzel göstergelerinden biri Ethereum’un PoS yapısından PoW yapısına geçmesinin (önümüzdeki ay tamamlanması öngörülüyor) yıllar sürmesidir. 


SEC’in daha önceki yaklaşımlarına göre Bitcoin ve Ethereum’un menkul kıymet kayıtlarından istisna tutulmasının temel nedeni geldikleri merkeziyetsiz nokta. Her iki yapı da Howey testini geçemiyor zira bu teste göre bir yapının menkul kıymet sayılması için küçük bir grup kişinin çalışmaları sonucunda bir getiri sağlaması gerekiyor. Bitcoin’in kurucusu ve erken aşama uygulayıcıları artık ortada yok ve Ethereum’un kurucuları zincir üzerinden bir zamanlar sahip oldukları etkinin çok küçük bir kısmına sahipler. 


Peki sorun ne? SEC’in bu konulara yaklaşımı Bitcoin’in ve Ethereum’un kaide değil istisna oldukları yönünde. Gensler selefi Jay Clayton’ın “gördüğüm her ICO bir menkul kıymetti” sözüne katıldığını belirtiyor. ICO, kripto projelerinin erken aşama fon bulmak için uyguladıkları bir arz yöntemi.


Gensler merkeziyetsiz borsaların da SEC’e kayıt yaptırması gerektiğini söylüyor. Bu, protokol temelli sistemler için bir sıkıntı. Zira bu sistemlerin merkeziyetsiz kullanıcıları ve geliştirici toplulukları arasında kim gerekli dosyaları tedarik edecek? Hangi yetkiyle?


Bu tür yorumlar SEC’in aksiyon almasına mani olmuyor. Bu aksiyonlar da genelde merkeziyetsiz borsaların aleyhine oluyor. Bu arada eski Coinbase çalışanına dair içeriden öğrenenlerin ticareti suçlamaları gibi aksiyonlar (Coinbase’de listelenen dokuz token menkul kıymet olarak değerlendirildi) “ördek testi” perdesi kisvesiyle Bitcoin ve Ethereum dışındaki tüm token projelerinin menkul kıymet olarak değerlendirilmesi ve SEC’e tabi olmasının sinyallerini veriyor. 


Bu Demokles’in kılıcı tarzındaki tehdit birçok potansiyeli olan projenin aşırı tedbirli ilerlemesine neden oluyor. Bu da inovasyon alanının ciddi biçimde sınırlanması demek.


Peki Bitcoin ve Ethereum birer kuğu haline dönüştülerse, neden diğer projeler de dönüşmesin? Ayrıca politikalar başlangıçta merkeziyetçi gibi görünen ama zamanla kimsenin kontrolüne giremeyecek kadar merkeziyetsiz olabilecek projelere destek vermeli değil mi? Aşırı düzenlemeler başarılı olabilecek projeleri sekteye uğratabilir ve kuğu adaylarını çirkin ördek yavrusu haline getirebilir.


Bu geçiş yaklaşımı SEC’in komisyon üyesi Hester Pierce’ın kripto projeleri için güvenli liman önerisinin özündeki bakış açısıyla aynı. Bu yaklaşıma göre, kripto projelerine üç yıl zaman tanınacak ve projenin bu üç yılda güçlü, merkeziyetsiz bir fonksiyonel yapı oluşturması beklenecek. Bunu başaran işler menkul kıymet olmaktan istisna tutulacak. 


Ne yazık ki Pierce’ın bu yaklaşımı komisyondaki çalışma arkadaşlarından pek de kabul görmedi. 


Bunun neden böyle olduğunu sormamız önemli. Sonuçta Ethereum’un istisna kabul edilmesinin temel nedenlerinden biri SEC’in kurumsal finans biriminin eski direktörü  William Hinman’ın Haziran 2018’de yaptığı bir konuşmada Ethereum ağının zaman içerisinde “yeteri kadar merkeziyetsiz” bir noktaya geldiğini ve erken aşamadaki menkul kıymet özelliğini kaybettiğini vurgulamasıydı. 


SEC, Ripple’ın XRP token’ına karşı açtığı davada Hinman’ın görüşlerinin kişisel olduğunu ve kurumun görüşlerini yansıtmadığını iddia etti. Ancak yargıç Sarah Netburn söz konusu konuşmanın hazırlanma aşamasında birçok SEC yetkilisinin Hinman’a yardım etmesini göz önüne alarak bunun bir delil sayılabileceğine hükmetti ve Ripple büyük bir zafer kazanmış oldu. 


Yani Hinman doktrininin bir anlamı olduğunu düşünelim: O zaman token projelerine daha ilk andan itibaren neden bir direnç söz konusu? Bunun olası nedeni ABD’li düzenleyicilerin merkeziyetsizliğin önemini anlamaması. Düzenleyiciler birini sorumlu tutmaktan hoşlanır. Onlara göre ortada bir sorumlu olmazsa halkı nasıl kötülüklerden koruyabilirler?


Ancak şunu gözden kaçırıyorlar: Merkeziyetsizlik kripto paraların değer önermesinin özüdür. Bu olmadan kripto paralar bir anlam ifade etmez.


Merkeziyetsizlik Bitcoin’in sansürlenemez olmasını ve uçtan uca işlemleri mümkün kılar. Böylelikle ABD’deki bir kişi Rusya’daki bir aktiviste para yardımında bulunabilir ve bunu Putin’in hükümetinin veya herhangi bir merkezi aracının bilgisi olmadan yapabilir. Ayrıca merkeziyetsiz finans (DeFi), protokollerinin mutabakatı ve teminat işlemlerini otomatik çözümlemesinin özünde olan programlanabilirlik için de elzemdir. Eğer üçüncü bir taraf sistemin kontrolünü ele geçirirse otomatiklik garantisi ortadan kalkar. Programlanabilirlik yok olur. 


Açık, hızlı ve adil bir finansal sistem istiyorsak, Wall Street’in batamayacak kadar büyük yapılarının politik ve ekonomik manipülasyonlarından arınmış bir yapı arzu ediyorsak, merkeziyetsizlik önemli bir hedeftir. Aslında son zamanlarda yaşanan kripto borç verme odaklı projelerdeki çöküşler Voyager veya Celsius gibi merkezi finans protokollerinden kaynaklandı. Aave ve Compound gibi çok daha merkeziyetsiz protokoller sektördeki bu stres testinden gayet başarıyla geçtiler. 


Aslında mesele son derece basit: Eğer müşterilerinin fonlarının sahipliğini devralacak bir saklama odaklı yapı söz konusuysa, bu yapı kaybettiğinde müşteriler de kaybeder. Ancak tutma ve saklama durumu yoksa, kaybeden müşterinin kendisidir. Bu durumda da düzenlenecek kimse yoktur. 


Düzenleyiciler merkeziliği öne çıkaran kuralları öne sürdükçe (Ethereum üzerinde çalışan karıştırma hizmeti Tornado Cash’i kullanan hesapların engellenmesi gibi), sisteme risk yüklemeye devam edecek ve merkeziyetsiz modellerin gelişimini sekteye uğratacaklar.


Bırakalım da çirkin ördek yavrusu büyüsün.

Günün Gelişmeleri İçin E-Bültenimize Abone Olun

E-Bültenimize abone olarak onaylamış ve CoinDesk Türkiye ürün ve hizmetleri için iletişim kurulmasına izin vermiş olursunuz.


YASAL UYARI

Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.


Michael J. Casey

Michael J. Casey, CoinDesk'in baş içerik sorumlusudur. Casey, daha önce, dijital içerik için kaynak verileri geliştirmek üzere kurucu ortağı olduğu Streambed Media'nın CEO'suydu. Ayrıca MIT Media Labs'a ait Digital Currency Initiative'de kıdemli danışman ve MIT Sloan School of Management'ta kıdemli öğretim görevlisiydi. Casey MIT'ye katılmadan önce, küresel ekonomik meseleleri kapsayan kıdemli bir köşe yazarı olduğu The Wall Street Journal'da 18 yıl geçirdi. Casey, Paul Vigna ile birlikte yazdığı "The Age of Cryptocurrency: How Bitcoin and Digital Money Are Challenge the Global Economic Order" ve "The Truth Machine: The Blockchain and the Future of Everything" de dahil olmak üzere beş kitap yazmıştır. Casey, CoinDesk'e tam zamanlı olarak katıldıktan sonra çeşitli ücretli danışmanlık pozisyonlarından istifa etti. MIT Media Lab's Digital Currency Initiative ve The Deep Trust Alliance dahil olmak üzere kar amacı gütmeyen kuruluşlara danışman olarak ücretsiz görevlerde bulunuyor. Streambed Media'nın hissedarı ve icracı olmayan başkanıdır. Casey, Bitcoin sahibidir.

Fiyatları İncele

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Trend Haberler

1
S&P Raporu: Tether'in Stabil Para Sektörü Üzerindeki Hakimiyeti Azalabilir

25 Nisan 2024 11:18

Kripto Varlık

Sosyal Meyda Trendi

Trendleri İncele

Kategoriler

Yazarlar

Piyasalar

Şirketler

E-Bülten

Politika

Teknoloji

Kripto Paralar

Hakkında

Hakkında

Kişisel Verileri Koruma Kanunu

Künye

Çerez Politikası

Reklam Verin

KVKK Başvuru Formu

İletişim

Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası


Yasal Uyarı: Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

@2022 CoinDesk